Atatürk, Kültür ve Sanat
ATAÜRK VE KÜLTÜR Atatürk için kültür ve medeniyetin anlamı… Kültür, bir milletin bütün tarihi seyrini gösteren bir harekettir. Bugün yaşayan milletler varlıklarını ispat ve idame için çalışırlar, fakat onların dayanacağı bir esas, kökünü kendisinden alacağı bir kültürleri bulunmazsa, temel sağlam olmaz. Onun içindir ki tarihlerinde kültür izi bırakmayan milletlerin en sonunda sadece isimleri kalmıştır. Türk milleti beş-altı yüz sene önce kültürlerinin bir safhasına dayanarak, bütün cihanı istila fırsatını bulmuştu. Ancak bu istila yalnız askerlik kudretiyle değil, milletin yüksek kabiliyeti ve maddi delilleri elimizde bulunan kültürü ile olmuştur. Halbuki sonraları bunun ihmali yüzünden o devlet maziye karıştı, yok olmak derecesine vardı. Türkiye Cumhuriyeti, kültürünü bugünkü şartlar içinde ileriye götürmek durumundadır. Atatürk için kültür ve medeniyet ayrılığı yoktur; kültür ve medeniyet birdir. O, bu konuda şunları söyler: “Medeniyetin ne olduğunu hep başka başka tarif edenler vardır. Bence medeniyeti hars’tan ayırmak güçtür ve gereksizdir. Bu görüşümü açıklamak için hars ne demektir, tanımlayalım. Hars, insan toplumunun devlet hayatında, düşünce hayatında ve ekonomik hayatta yapabileceği şeylerin toplu sonucudur. Bir milletin medeniyeti dendiği zamanda, hars namı altında saydığım, insan toplumunun devlet, düşünce ve ekonomik olarak üç nevi faaliyetinden başka bir şey düşünülemez”. Atatürk döneminden önce yapılan reformlar, medeniyet ve kültür ayrımının etkisi altında kalarak, sadece teknolojinin taklit edilmesiyle sonuçlanıyordu. Teknolojinin dışında “hars” denilen şeyler aktarılamadığı için, taklitçilikten ileri gidilemiyordu. Oysa, çağdaş uygarlığın temel kaynağı, bu teknolojiyi doğuran dünya görüşü, yaşam biçimi ve zihniyetidir. Bunun için de çağdaş yaşayış biçimi benimsenmeden, çağdaş dünya görüşüne sahip olunmadan, toplumun değişmesi ve gelişmesi olanaksızdı. Atatürk her türlü taklit hareketlerine karşıdır. Çağdaşlaşabilmek için yaratıcı olmak gereklidir. Bu da ancak teknolojiyi meydana getiren zihniyet ve yaşam biçimini elde etmekle gerçekleşir. Atatürk diyor ki…
Atatürk kültür ile ilgili sözlerine şu şekilde devam etmektedir: ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin temeli kültürdür. Bu sözü burada ayrıca izaha lüzum görmüyorum. Çünkü bu, Türkiye Cumhuriyeti’nin okullarında bir çok vesilelerle eser halinde tespit edilmiştir. Kültür, okumak, anlamak, görebilmek, görebildiğinden mana çıkarmak, intibah almak, düşünmek, zekayı terbiye etmektir. Yine insan, enerjisiyle ve fakat tabiatın ona iltifat edilmedikçe tükenmez yardımıyla, yükselen, genişleyen insan zekası, hudutsuz kavrayış anlamında ‘insanım’ diyen bir vasf-ı mahsusu (özel niteliği) olur.’ ‘İnsan hareket ve faaliyetin, yani dinamizmin ifadesidir. Bu böyle olunca kültür, yukarıda işaret ettiğimiz, insanlık vasfında insan olabilmenin esasi bir unsurudur.’ ‘Kültür, tabiatın yüksek feyizleriyle mesut olmaktır. Bu ifade içinde çok şey içkindir. Temizlik, saflık, yükseklik, insanlık vs. bunların hepsi insanlık vasıflarındandır. İşte kültür kelimesini mastar şekline soktuğumuz zaman, tabiatın insanlara verdiği yüksek vasıfları, kendi çocuklarına, hafidlerine (torunlarına) ve atisine (geleceğine) vermesi demektir.’ Atatürk bu bakış açısıyla, Avrupa kültür ve metotlarından yararlanmanın şart olduğuna ve bunun için Türk aydınlarının bu uygar alem ile temas etmelerinin ve kültür alış verişi yapmalarının önemine işaret etmiştir. 1930 yılında yine bu konulara ait bir konuşmada, O şu cümleyi söylemiştir: ’’İnsanların hayatına, faaliyetine hakim olan kuvvet ibda (yaratıcılık) ve icat kabiliyetidir. İcadı ve yaratıcılığı yapabilen insanların ise, mutlaka kültürlü olmalarının şart olduğu tebarüz etmiştir. ‘’ Böylece, Atatürk’ün ne gibi şartlar içinde ve hangi tarihe bu düşüncelerini söylemiş olduğunu tespit etmiş oluyoruz. Onun cumhurbaşkanı olarak, resmi nutuklarında kültür işlerimize ne kadar önem verdiği meydandadır. Diğer taraftan özel konuşma ve sohbetlerde bu konularda daima fikrini yormuş ve tarifler yapmıştır. Geleceği gören lider… Atatürk, geleneksel kültürden çağdaş kültüre, inkılâpçı atılımlarla geçilebileceği görüşündeydi. Geleneksel kültür unsurlarının yerini, yenilerinin alacağını kabul ediyordu, örneğin, devletin geleneksel yönetim biçimi olan saltanat ve hilafet yerine, cumhuriyet geçmiştir, ikili kültür ve ikili eğitim yerine de, bir tek eğitim yani millî eğitim egemen olmuştur. Böylece, geleneksel kültürün eskimiş unsurları koparılarak yeni unsurlar getirilmiştir. Atatürk’ün bu görüşleri ölümünden sonra çok gelişen Kültürel Antropoloji tarafından bilimsel bir gerçek olarak kabul edilmiştir. Bizi geleceğe en iyi şekilde taşımayı amaçlayan kültür ve medeniyet konusunda Atamızın izinden ilerlemek bu yurdu bize emanet edenlere borcumuzdur. Bunu unutmadan yaşamak ümidiyle… Mustafa Kemal Atatürk’ün Kültür ve sanat ile ilgili görüşleri
Kaynak: Atatürk hakkında hatıralar ve belgeler Afet İNAN |
655 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |