• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/2433443823537106/?multi_permalinks=2451325328415622&notif_id=1574335095257990&notif_t=feedback_reaction_generic
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi19
Bugün Toplam237
Toplam Ziyaret102076
Takvim

 

                            

    • EKİN ZAMANI OKUL MÜZELERİ
    • Mimar Sinan İlkokulu

Müzeleri

ARKEOLOJİ MÜZESİ

    Tarih öncesi ve sonrasında büyük ve önemli gelişmelere sahne olan Kayseri’de müzeciliğin geçmişi eskilere uzanmaktadır. Osman Hamdi Bey tarafından Vilayetlere gönderilen bir genelge ile taşınabilir eski eserlerden en önemlilerinin İstanbul’a gönderilmesi, diğerlerinin korumaya elverişli okullarda toplanmasının istenmesi üzerine, Kayseri çevresinden toplanan pek çok eser Kayseri Lisesinin bir odasına konarak koruma altına alınmıştır. 1928 yılında Milli Eğitim Bakanı Esat Bey Kayseri’ye yaptığı bir ziyaret sırasında bu eserleri görür ve Kayseri Valisi Fuat Bey’le bir müze kurulması konusunu görüşür. Vali Fuat Bey’in çalışmalarıyla,  Hunat Hatun Medresesinin onarımı yapıldıktan sonra İl Daimi Encümeninin kararıyla 1 Mart 1930 tarihinde resmen müze olarak kullanılmaya başlanır ve müdürlüğüne de Nuh Mehmet (Turancı) atanır. 1937 yılına kadar “Depo Müze” olarak faaliyette bulunan medrese, eserlerin kronolojik ve bilimsel tasnifinin yapılmasından sonra 1938 yılında 5 kuruş giriş ücreti karşılığında halkın ziyaretine açılır.  

    1948 yılında Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından, Kayseri’nin 22 km. kuzeydoğusunda bulunan Kültepe(Kaniş)-Karum da sistemli kazıların başlatılması ile açığa çıkartılan eserlerle, çevreden satın alınan ve bağışlanan  eserlerin gün geçtikçe çoğalması, müze teşhir ve depolarında yer temininde güçlükler doğurunca, 1965 yılında Melikgazi İlçesi Gültepe Mahallesi, Kışla caddesinde yeni bir müze binası inşasına başlanır. Müze inşaatının tamamlanması, eski müzedeki eserlerin yeni müzeye nakledilerek tertip ve tanziminden sonra müze, 26 Haziran 1969 tarihinde ziyarete açılır.

    Bugün hala faaliyette bulunan ve tamamı arkeolojik olan eserler iki salon ve bahçede teşhir edilmektedir. Teşhir  ve tanzimde mümkün mertebe kronolojik sıra esas alınmıştır. Birinci salonun girişinde Eski Tunç Devrine ait (M.Ö.3000–2000) Polikrom ve Monokrom seramikler ile su Mermeri(Alabastron) idoller yer alır. Büyük salonda; Kültepe Ören Yerinde 1948 yılından beri yapılan düzenli kazılarda açığa çıkartılan Asur Ticaret Kolonileri devrine ait (M.Ö.1950–1750) eserler tipolojik olarak sergilenmektedir. Bunlar arasında çivi yazılı tabletler, boyalı ve boyasız, pişmiş topraktan yapılmış, yuvarlak, yonca ve gaga ağızlı testiler, vazolar, meyvelikler, silindir ve damga mühürler, hayvan biçimli içki, kapları (ryton), madeni eşyalar ve kalıplar ile İmam kulu Hitit kaya kabartması mulâjı önemli bir yer tutar. Aynı salonun güney bölümünde; Kültepe, Kululu ve diğer merkezlerden getirilmiş Geç-Hitit devrine (M.Ö.1200–700) ait heykellere, kabartmalara ve hiyeroğrif stellere yer verilmiştir. İkinci salona geçişi sağlayan koridorda Kültepe’ den çıkartılan Frig Devri(M.Ö 750–300) seramikleri görülür.

    İkinci salonda; Kayseri çevresinden toplanmış, Helenistik (M.Ö. 330-M.S 30),  Roma (M.S.30–395) ve Bizans (395–1071) dönemlerine ait eserler sergilenmektedir. Bunlar arasında kıymetli madenlerden yapılmış ziynet eşyalarını, cam şişe ve kolyeleri, mermer heykel ve heykel parçalarını, bronz figürinleri ile Herakles Lahdini sayabiliriz.   
    
    Bahçede ise; Helenistik, Roma ve Bizans Çağına ait, mermer heykeller, mezar stelleri, pişmiş toprak iri erzak küpleri ile Tümülüs Mezar örnekleri sergilenmektedir.

Etnoğrafya Müzesi (Güpgüpoğlu Konağı)



            1969 yılında Arkeolojik eserlerin Gültepe Mahallesindeki yeni yapılan binaya taşınmasından sonra, Hunat Hatun Medresesinin, restorasyon çalışmaları tamamlanıp 06 Mart 1983 tarihinde Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Daha sonra Bakanlık emirleri gereğince Medrese boşaltılarak Vakıflar Bölge Müdürlüğüne teslim edilmiştir.

           Güpgüpoğlu Konağının doğusunda yer alan ve binaya sonradan ilave edilen Selamlık Bölümüne, Etnoğrafik eserler  taşınmış, teşhir ve tanzim işlemleri  tamamlandıktan sonra 18 Mayıs 1998  tarihinde Etnografya Müzesi  ziyarete açılmıştır.

           Müze, binanın ikinci katındadır ve taş basamaklı ahşap korkuluklu bir merdiven ile çıkılmaktadır. Odalar orta hol çevresinde düzenlenmiştir. Holün kuzeyinde yarı açık bir köşk vardır.

            Holün doğusundaki büyük odada cam, çini, ahşap ve madeni eserler, ikinci odaya giriş koridorunda ateşli, kesici ve delici silahlar ile erkek kıyafetleri; ikinci küçük odada ise kadın süs eşyaları ile kadın kıyafetleri sergilenmektedir.

           Holün güneyinde girişte yer alan büyük odada İslam Devletlerine ait sikkeler kronolojik bir sıra halinde, diğer küçük odada ise el yazma Kuran-ı Kerimler, yazı takımları ve icazetnameler yer almaktadır. Holün batısındaki büyük oda da bakır ev eşyaları, halı ve kilimler sergilenmektedir.

            Yarı açık köşkte Türkmen Çadırı, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait küpler; bahçede ise İslami mezar taşları ve taş tezyinat parçaları teşhir edilerek ziyarete sunulmuştur.

            1983 tarihinde Hunat Hatun Medresesi’nde kurulmuş, 1997 yılında Cumhuriyet Mahallesi, Tennuri Sokağı’nda bulunan 1419-1497 tarihleri arasında yapılmış ve XVIII. Yüzyıla kadar yapımı devam eden Güpgüpoğlu Konağına taşınmıştır.

           Konağın bir bölümü Osmanlı evlerini yansıtan düzende sergilenmiş, diğer bölümleri ise, Etnografya Müzesi olarak hizmet vermekte olup, Selçuklu ve Osmanlı Dönemine ait Türk İslam eserleri sergilenmektedir.

            Etnografya Müzesi'nde; çini, ve seramikler, çeşitli silahlar, ahşap ve madeni eşyalar, yazma eserler, halı ve kilimler, kadın erkek kıyafetleri, takı ve süs eşyaları sergilenmektedir.

GÜPGÜPOĞLU KONAĞI

            İlimiz, Melikgazi İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi, Tennuri Sokak, 16 pafta 193 ada,93 parselde yer alan bina, 1976 yılında Kültür Bakanlığınca kamulaştırılmış ve Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir. Daha sonra yapılan restorasyon çalışmalarından sonra konağın batı tarafı 18 Mayıs 1995 günü teşhir ve tanzimi yapılarak Müze-Ev olarak ziyarete açılmıştır.3 yıl sonra Bakanlık emirleri gereğince, daha önce Hunat Medresesinde bulunan Etnografya Müzesi 18 Mayıs 1998 tarihinde konağın doğu kısmı ikinci katına taşınarak hizmet vermeye başlamıştır.

          Konak, Selamlık ve Haremlik olmak üzere iki ana bölümden oluşmaktadır. Bugün girişte sağ tarafta bulunan Haremlik Bölümü Müze-Ev olarak, sol tarafta bulunan Selamlık Bölümü de Etnografya Müzesi olarak kullanılmaktadır.

Selamlık Bölümü: Haremlikten daha sonra yapılmıştır. Doğuda dış kale duvarlarına yaslanır ve iki katlı yoğun bir kitleye sahiptir. Alt katı hayvanlara ve onların yiyeceklerinin depolanmasına ayrılmıştır. Üst kat, dışarıdan çıkılan ağaç korkuluklu taş bir merdivenle ulaşılan bir orta hol çevresinde düzenlenmiştir. Hol kuzey yanda yarı açık bir köşk, doğuda bir selamlık odası ve batıda bir kabul salonu ile çevrelenir. Bu odaların duvar ve tavanları ahşap süslemelerle kaplıdır. Üst katın güneyinde bir tokana, bir hizmetçi odası, bir servis holü ve kahve ocağı adı verilen bir mutfak vardır.

          
Haremlik Bölümü: Kayseri’nin diğer evlerinde de olduğu gibi haremlik bölümü üç ana mekândan oluşur. Bu kısımlar Sofa, Harem Odası ve Tokana’dır. (ana mutfak) Sofa; ana mekân düşünülerek, diğer odalar bunun çevresinde gelişmiştir. Sofanın doğusunda “Harem Odası”, batısında “Tokana” güneyinde büyük bir “Ambar ve Hizmetçi Odası” yer alır. Tokananın kuzeyinde kadın konuklar için eve sonradan eklenen bir kabul (veya misafir) odası vardır. Misafir odasının batısında, kahve odası olarak adlandırılan bir mutfak ve ona bitişik bir açık köşk yer alır. Buradaki köşk,  ahşap kolonlar üzerine yükselen ahşap bir çatıdan oluşur. Kolonlar ince uzun, tavan işlemelidir. Köşkün önünü, dekoratif taşlarla yapılmış bir havuz süsler. Avlu taş kaplıdır. Bunlardan başka haremlik bölümünde bir de hamam yer almaktadır.

           
         Sofanın avluya bakan dış görünüşü diğerlerinden daha yüksektir ve Urfa-Diyarbakır-Mardin evlerini andırmaktadır. Sofa cephesi simetriktir; kapı ve pencereleri korniş şeklindeki kabartmalarla çerçevelere alınmıştır. Kapının iki yanında dekoratif birer girinti vardır. Kapı ve pencere kemerleri belki Mısır etkisiyle beyaz ve siyah taşların süs oluşturacak şekilde kullanılmasıyla yapılmıştır. Kapıda iki pencerelerde birer kemer kullanılmıştır. Pencere üstlerine ayrıca birer motifli beyaz taş yerleştirilmiştir.

 

          Evin Tarihi: Evin eski orijinal bölümleri 1419 ile 1497 yılları arasında yapılmış, ekleme ve değişiklikler 18.yüzyıla kadar devam etmiştir.

Ahi Evran Esnaf ve Sanatkarlar Müzesi

        13. Yüzyıl başalarında Horasan'dan Kayseri'ye gelen Ahi evran (1171-1262) Anadolu Türk insanının ekonomik, sosyal ve kültürel meseleleri ile ilgilenmiştir. Esnaf ve Sanatkarları meslek ve ahlaki planda örgütleyip bir araya getirerek sosyal teşkiletlanmayı oluşturmuştur. Oluşan bu teşkilatlanma sistemi daha sonra ahilik adı altında devam etmiştir. Ahi Evran Zaviyesi, Esnaf ve sanatkarlar Müzesi, Büyükşehir Belediyesi tarafından restore edilmiştir. Müzede Ahi Evran tarafından kullanılan deri terbiye taşının yanı sıra çeşitli mesleklere ait araç, gereçler ve mahalli eşyalar sergilenmektedir. Haftanın yedi günü 08:00-17:00 saatleri arası ücretsiz olarak ziyarete açılmıştır.

  •  
  •  

Selçuklu Uygarlığı Müzesi (Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi)

   “Çifte Medrese” olarak da tanınan Gevher Nesibe Darüşşifası ve Gıyasiye Medresesi, Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan’ın kızı, Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine, kardeşi I. Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1205-1206 yıllarında yaptırılmıştır. Sade mimarisiyle dikkat çeken külliye, Anadolu mimarlık tarihininin günümüze kalan en önemli yapılarındandır.

   Osmanlı Dönemi’nde kısmen onarılmış olmasına rağmen, harap haldeyken 1960’lardan itibaren başlayan kapsamlı restorasyon çalışmaları yapılmıştır. 1980’li yıllardan itibaren Erciyes Üniversitesi tarafından Tıp Tarihi Müzesi olarak kullanılmıştır. 2012 yılında Çifte Medrese’nin kullanımının Belediyemize devredilmesiyle Selçuklu Müzesi kurma çalışmaları başlamıştır.

   Yapıdaki başta çatı olmak üzere küçük onarımlar, müze koleksiyonunun oluşturulması, içeriğinin hazırlanması 2 yıl boyunca yoğun bir biçimde devam etmiştir. Sonunda kent için tarihsel ve imgesel değerinin yanı sıra, yerel ve evrensel kültürel mirasın da önemli bir parçası olan bu anıt eser, Belediyemiz tarafından, Anadolu Selçuklu dünyasını farklı yönleriyle tanıtan bir müzeye dönüştürülerek 21 Şubat 2014 tarihinde hizmete açılmıştır.

   Kent tarihinden yola çıkarak Anadolu ortaçağına ve Selçuklu Uygarlığına odaklanan müze tematik bir yaklaşımla planlanmıştır. Bir kısmında Selçuklu Medeniyeti ile ilgili uygarlığı ön plana çıkaran müze, diğer kısmı ise şifahiye özelliğini ön plana taşımaktadır.  Selçuklu Uygarlığı ile ilgili olan kısımda; 'Selçuklu Kenti', 'mimarisi', 'sanatı', 'bilimi', 'giysisi' gibi unsurlar ile 'Kayseri'de Selçuklular', 'Anadolu'da Selçuklular' gibi kısımlar yer almaktadır. Şifahiye ile ilgili kısımda ise; 'hastalıklar', 'tedavi yöntemleri ve aletleri', 'bilginler', 'ecza', 'su ve sağlık', 'müzik ile tedavi', 'renk ile tedavi' gibi kısımlar bulunmaktadır.

   Müze içerisinde sergilenen Selçuklu ve yakın dönemine eserlerinin yanı sıra, etkileşimli ve teknolojik görsellik içeren alanlar yer almaktadır. Böylece ziyaretçilerimiz; dinleyerek, deneyerek, uygulayarak ve teknolojik aletleri kullanarak Selçuklu Medeniyeti hakkında bilgiler almaktadır. Ayrıca çocukların müzeyi ve Selçuklu'yu sevmesi için çocuk odamızda çizgi filmler ve çeşitli oyunlar bulunmaktadır. Yine müze içerisinde çeşitli konser ve kültürel faaliyetlerin yapılacağı mekanlar bulunmaktadır.   

Kent ve Mimarsinan Müzesi

         Dijital bir müze ve bilgi merkezi olan Kent ve Mimarsinan Müzesi, özelliği bakımından dünyada sınırlı sayıdadır, Türkiye’de ise ilk olarak Kayseri’de kurulmuştur. Hayırsever işadamı Kadir Has’ın katkılarıyla Kayseri Büyükşehir Belediyesi tarafından yaptırılmıştır. Tesis 6 katlıdır. Giriş kat Kent Müzesi, birinci kat Mimarsinan Müzesidir. Üst katlarda lokanta, kafe, seyir terası gibi bölümler bulunmaktadır. Kent hakkında bilgi almak isteyenlerin bilgilendirilmesi, Kayseri doğumu dünyaca ünlü mimar Mimarsinan’ın ve yapıtlarının tanıtılması amaçlanmaktadır. Kent müzesi bölümü 400 m² ’lik bir alanda kurulmuştur. Video prodüksiyonlar, dokunmatik kiosklar ve 5 m. Çapındaki Kayseri şehir maketi ile kentin tanıtımı yapılmaktadır. Kent ve Mimarsinan Müzesi’nde haftanın 7 günü ziyaretçi kabul edilmektedir ve giriş ücretsizdir. Müzeye gelen ziyaretçinin giriş bankosunda giriş kaydı “Müze Giriş Kontrol Sistemi” programı ile yapıldıktan sonra, isteğe göre Türkçe veya İngilizce ses cihazı ve kulaklık verilmektedir. 82 ekran monitörlerde, 12 ayrı bölümde 6’şar dakikalık video prodüksiyonları, tercihinize göre Türkçe veya İngilizce olarak kulaklıklardan dinleyebilirsiniz. Ziyaretçi hangi monitörün önünde ise, o sunuma ait sesi duymaktadır. Monitorlerdeki sunuların sesleri “Müze Seslendirme Sistemi” ile gerçekleşmektedir. Kayseri bilgi kiosku, kent hakkında detaylı bilgiler içermektedir. Ekrana dokunarak bilgilere ulaşabilir ve bu bilgileri yazdırabilirsiniz.

        Kent Müzesi’nin ortasında 5 m. Çapında Kayseri Kent Maketi yer almaktadır.Maketin dış kenarına 3 adet dokunmatik kiosk yerleştirilmiştir. Maket Kayseri kent merkezinin mevcut yapılarını göstermektedir. Önemli yerler farklı renkte yapılmıştır. Bu kiosklarda “Kent Rehberi” programı çalışmaktadır. Ziyaretçiler sadece ekrana dokunarak Kayseri ile ilgili öğrenek istediği rehber ve tanıtım bilgisini Türkçe ve İngilizce olarak alabilmektedir. Kent rehberi kioskunda; Belediyemiz, Harita, Resmi Kurumlar, Kültür, Sağlık, Eğitim, Ulaşım, Ekonomi, Konaklama, İlçeler ve Spor gibi konular bulunmaktadır. Kent rehberi kioskunda şehirdeki otel veya diğer önemli yerler hakkında bilgi alıp harita üzerinde yenini görebilirsiniz. Uydu fotoğrafı üzerinden ulaşım yollarını öğrenebilirsiniz. Kayseri plan ve uydu haritası üzerinde inceleme yapabilirsiniz. Binlerce firmanın adresini öğrenebilirsiniz.


MİMARSİNAN MÜZESİ

        Mimarsinan Müzesi bölümü birinci katta bulunmaktadır. Burada da Maketler, Plazma Ekranlar, Projeksiyon Gösterisi, Mimarsinan Bilgi Kiosku ve Video Prodüksiyonlar vardır. İki ayrı plazma ekranda Mimarsinan ile ilgili belgesel filmler sunulmaktadır. Projeksiyon cihazı ile slayt gösterimi yapılmaktadır.

 

        Kent Müzesi’nde olduğu gibi Mimarsinan Müzesi’nde de 82 ekran monitörlerle 6 dakikalık video prodüksiyonlar 6 ayrı bölümde sunulmaktadır.

Milli Mücadele Müzesi

   1893 yılında Kurşunlu Camii civarındaki Seyfullah Efendi Konağı’nda "Derece-i Ula Mekteb-i Mülkiye İdadisi" adıyla hizmete girdi. Üç yıl rüştüye, 2 yıl idadi olmak üzere 5 yıl süreli bir okuldu. Öğrenci sayısının artması üzerine neo-klasik üsluptaki mevcut okul binasının temeli 1903’te atıldı; önce birinci kat tamamlandı. 1915 yılında "Sultani"’ye dönüştürüldü. İkinci katının inşası 1916’da tamamlandı. Kurulduğu günden itibaren, Ermeni ve Rumlara yönelik kurulmuş olan Talas Amerikan Okulu ile rekabet etti. Balkan Savaşı ve I. Dünya Savaşı okulun öğrenci sayısının azalmasına neden oldu.1921 yılında okul Ankara Sultanisi ile birleştirilip 12 yıllık tam teşkilâtı yatılı sultanî durumuna getirildi.
 
  
   İstiklal Savaşı devam ederken 24 Temmuz 1921’de TBMM’nin hükümet merkezini Kayseri’ye taşıma kararı vermesi üzerine lise binası TBMM toplantıları için hazır hale getirildi. Ancak Sakarya Savaşı’nın kazanılması üzerine hükümetin Kayseri’ye taşınması kararından vazgeçildi.
 
  
   1923 yılında okulun adı "Sultani"den "Lise"ye dönüştürüldü. 14 Ekim 1924'te Mustafa Kemal Paşa, eşi Latife Hanım ile birlikte çıktığı yurt gezisinde Kayseri’yi ziyareti sırasında Kayseri Lisesi’ni de ziyaret etti. Okulun öğrencisi Behçet Kemal’in yaptığı konuşma ile açılan törende Mustafa Kemal’i çok duygulandıran bir müsamere sergilendi. Mustafa Kemal Paşa, memnuniyetinin ifadesi olarak okula bir yağlıboya tablosunu hediye etti.
 
  
   Okul, 1935-1936 ders yılında kız ortaokulu ile birleştirildi. 1959 yılında bünyesinde bir Akşam Lisesi açıldı; 1982’de Akşam Lisesi kapatıldı. 1994-1995 öğretim yılında bünyesinde “Yabancı Dil Ağırlıklı” bölüm açıldı. 2005-2006 yılında "Anadolu Lisesi" haline geldi.
 
  
   Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü arasında yapılan protokol neticesinde 02.05.2016 tarihinden itibaren Milli Mücadele Müzesi olarak halkımızın ziyaretine açılmıştır.


  • 20160427161324_2.jpg
  • 20160427161324_4.jpg
  • 20160427161417_1.jpg
  • 20160427161633_4.jpg
  • 20160427161815_1.jpg
  • 20160427161859_2.jpg
  • 20160427162144_0.jpg