• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/2433443823537106/?multi_permalinks=2451325328415622&notif_id=1574335095257990&notif_t=feedback_reaction_generic
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi25
Bugün Toplam210
Toplam Ziyaret102049
Takvim

 

                            

    • EKİN ZAMANI OKUL MÜZELERİ
    • Mimar Sinan İlkokulu

Müzeleri

AKSARAY MÜZESİ


Kapadokya Bölgesi'nin giriş kapısı olan Aksaray’da ilk müzecilik faaliyetleri 1969 yılında şehir merkezinde bulunan Karamanoğlu Dönemi'ne ait Zinciriye Medresesi’nde başlamıştır. Müze binası 2006 yılı sonunda yeni binasına taşınmıştır. 2014 yılında teşhir tanzim çalışmalarıyla yenilenerek kronolojik teşhir düzeniyle ziyarete açılmıştır. Müze 10.200 m2 açık alan, 2400 m2’lik bir kapalı alana sahiptir. Üç katlı olan Müze binası Anadolu Selçuklu kümbetlerinden, Kapadokya Bölgesi'nde ve Aksaray İli'nde bulunan peri bacalarından esinlenilen eklektik sanat anlayışıyla planlanmıştır.

Müze binasının zemin katında; birbirine koridorlarla bağlanan 5 adet teşhir salonu, birinci katta; etnografya salonu, müze idari bölüm, kütüphane, konferans salonu ve çok amaçlı eğitim salonu, ikinci katta; depolar ve laboratuvar yer almaktadır.

Arkeolojik eser gurubunda, M.Ö. 8500’lerden başlayarak Neolitik, Kalkolitik ve Erken Tunç çağlarını kapsayan tarih öncesi dönemlerden Orta Tunç, Geç Tunç, Demir, Helenistik, Roma, Geç Roma ve Anadolu Selçuklu dönemlerini içine alan tarihi çağlara ait çok çeşitli eserler bulunmaktadır.

Sikke gurubunda, Klasik Dönem'den başlayarak Osmanlı Dönemi'ne kadar devam eden altın, gümüş ve bronz madeninden basılmış sikkeler teşhir edilmektedir.

Etnografik eser gurubunda ise yakın döneme ait günlük kullanım eşyaları, düğün, bayram ve özel günlerde kullanılan giyim eşyası, takı ve geleneksel el sanatlarını yansıtan uygulamalar sergilenmektedir.

  • Aksaray-Aksaray01.jpg
  •  
  • Aksaray-Aksaray03.jpg
  • Aksaray-Aksaray04.jpg
  • Aksaray-Aksaray05.jpg
  • Aksaray-Aksaray06.jpg
  • Aksaray-Aksaray07.jpg



IHLARA VADİSİ



Aksaray İli, Ihlara Kasabası’nda ve Hasan Dağı’nın kuzeydoğusundadır. Eski adı “Peristremma” olan 14 km. uzunluğundaki Ihlara Vadisi’ni, Melendiz Çayı (Potamus, Kapadukus–Kappadokya Irmağı) baştan başa kat etmektedir. Irmak, Ihlara Kasabası’ndan başlayarak, yer yer kanyonu 80-100 m. derinlikte yararak, kuzeybatı istikametinde Selime Kasabası, Yaprakhisar ve Belisırma Köyleri’nin ve Ziga Kaplıcası’nın bulunduğu geniş vadiye ve oradan Tuz Gölü'ne yönelir.

Ihlara Vadisi’nin doğal oluşumu, korunaklı yapısı, burayı Hıristiyan dininin önemli merkezlerinden biri haline getirmiştir. 4. yüzyıldan itibaren önemli bir manastır merkezi haline gelen Ihlara Vadisi’nde, yapıldığı döneminin resim sanatı özelliklerini barındıran pek çok kilise bulunmaktadır. Vadide yer alan, banisi (yaptıranı) belli olan kiliseler, bilim dünyası için ayrı bir önem taşımaktadır. Çünkü vadide yer alan kiliselerin kesin tarihlendirilmesi oldukça güçtür. Kapalı Yunan haçı ve serbest haç planlı, tek ve çift nefli kaya oyma kiliseler, vadinin dik yamaçlarında sağlı sollu yer sıralanmaktadır.

Vadi, doğal yapısı itibarıyla, IV. yüzyıldan itibaren keşişler ve rahipler tarafından çok uygun bir inziva yeri olarak kullanılmıştır. Hıristiyan dini, farklı dilleri konuşan insanlar arasında yayılmaya başlamıştır. Okuma yazma oranının düşük olması, Latinceyi az kişinin bilmesi, dinin yayılmasını zorlaştırmıştır. Bu nedenle dini yaymak için kiliselerde, İsa’nın hayatı, İncil’deki konular, din büyükleri ve onlarla ilgili olaylar resimlerle anlatılmaya başlanmıştır.

Vadi de yer alan freskli kiliselerde (Sümbüllü, Yılanlı, Kokar, Ağaçaltı, Pürenliseki, Eğritaş, Kırkdamaltı, Bahattin Samanlığı gibi) İsa’nın Doğumu, Meryem’e Müjde, Ziyaret, Mısır’a Kaçış, Son Akşam Yemeği gibi sahneleri yer alır.
  • Aksaray-Ihlara01.jpg
  • Aksaray-Ihlara02.jpg
  • Aksaray-Ihlara03.jpg
  • Aksaray-Ihlara04.jpg
  • Aksaray-Ihlara05.jpg




MANASTIR VADİSİ


Aksaray’ın 45 km. doğusunda, Güzelyurt (Gelveri, Karballa, Korveli) İlçesi sınırları içindeki vadi, 5.5 km. uzunluğundadır. Manastır Vadisi, iki taraflı yüksek kayaların arasında Akansu, söğüt ağaçları ve tespit edilebilen küçüklü büyüklü 28 tane kaya oyma kilise, şapel ve yeraltı şehirleri ile “küçük bir Ihlara Vadisi” görünümündedir.

Kapadokya, M.Ö. 17 yılında Roma İmparatorluğu topraklarına katılmıştır. M.S. 2. yüzyıla kadar çok tanrılı dinin hâkim olduğu bölgede, köle durumunda olan halk arasında Hristiyanlık hızla yayılmaya başlamıştır. Hristiyanlığın ilk yayılmaya başladığı yıllardan, 4. yüzyıl başlarına (313), Büyük Konstantin’in bu dini devletin resmi dinlerinden biri olduğunu ilan etmesine kadar, bu dini benimsemiş olan insanlar eziyet görmüşlerdir. Bu nedenledir ki korunaklı, rahatça saklanabilecekleri ve ibadetlerini yapabilecekleri mekânlara yönelmişlerdir. Kapadokya Bölgesi onlara bu imkanı sağlamıştır. Hristiyanlık resmi din olduktan sonra da halk bu kaya oyma mekânlarda yaşamaya devam etmiştir.

7. yüzyıldan itibaren başlayan Arap akınları sırasında Kapadokya tampon bölge durumundadır. Bu akınlar, Hristiyanlıkta İkonaklazm Dönemi'nin (Tasvir Yasağı)  yaşanmasına neden olmuştur. 9. yüzyıl başlarında başlayan bu dönemde, İslam dini etkisiyle figürlü tasvirler yasaklanmıştır. Bu yasağa sadece Kapadokya Bölgesi'nde uyulmamıştır. Bölgenin korunaklı yapısı, tasvir yasağına karşı çıkan din adamlarının sığınma yeri olmuştur. 11. yüzyılın sonlarından itibaren bölge, Türk hâkimiyeti altına girmiş ve burada yaşayan Hristiyanlar ibadetlerini serbestçe sürdürmüşlerdir.  Güzelyurt, 1924 yılında yapılan nüfus mübadelesine kadar, Türk ve Rumların bir arada yaşadığı belde olma özelliğini korumuştur.

Manastır ve kiliselerinde pek çok insanı barındırmış olan vadi, ilk manastır yaşamının izlerini saklamaktadır. Nenezili (Bekârlar) din bilgini Aziz Gregorius Theologos, 4. yüzyılda Güzelyurt’u merkez edinerek, Hristiyanlığın Anadolu’da yayılmasını sağlamıştır. Buna bağlı olarak da ilk manastır yerleşimleri, döneminin özelliklerini en güzel şekliyle yansıtmaktadır. Vadide yer alan 28 kilisenin 17’si tek, 7’si çift, 1’i üç nefli, 1’i serbest haç planlı, 2’si Kapalı Yunan Haçı planlıdır. Kapadokya Bölgesi'nde tespit edilmiş 7 ana plan tipinin 5’i Güzelyurt’taki  kiliselerde görülmektedir.  
 
 Vadi boyunca yer alan; Büyük Kilise Cami, Sivişli Kilise,  Papaz Evi, Kalburlu Kilise, Kömürlü Kilise, Hacı Saadet Koç Kilisesi, Cafarlar Kilisesi, Çömlekçi Kilisesi, Meryem Kilisesi gibi çok sayıda kilise ve yeraltı şehirleri, Doğu Roma dönemine ait önemli tarihi eserlerimizdendir.

Güzelyurt İlçesi ve sınırları içindeki Manastır Vadisi, Konya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun, 30.09.1988 gün ve 275 sayılı kararı ile Kentsel, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilerek, korunma altına alınmıştır.
  • Aksaray-Manastır01.jpg
  • Aksaray-Manastır02.jpg
  • Aksaray-Manastır03.jpg
  • Aksaray-Manastır04.jpg




AŞIKLI HÖYÜK
  

Aşıklı Höyük, günümüzden 10.500 yıl öncesinde kurulmuş Kapadokya Bölgesi’nin en eski köy yerleşmesidir.

Avcı, toplayıcı ve göçer yaşam biçimini terk ederek, yerleşik ve üretici yaşam biçimine geçen Aşıklı topluluğu, M.Ö. 9. binyılın ortalarından 8.bin yılın ortalarına kadar aynı yerde en az 30-35 kuşak boyunca yaşamıştır.

Melendiz Nehri kıyısına kurulan ilk yerleşme, çukur barınaklardan ve günlük faaliyetlerin yürütüldüğü açık alanlardaki işliklerden oluşmaktadır. Buğday ve arpa tarımı yaparak, yemiş, meyve, çeşitli ot ve bitki toplayarak, koyun ve keçiyi evcilleştirerek, yaban sığırı, tavşan, at, geyikgiller vb. avlayarak besinlerini sağlayan topluluk, günlük ihtiyaçlarını Göllüdağ ve Nenezi’den temin ettikleri obsidyenlerden, çevrede bulunan volkanik kayaçlardan ve avladıkları hayvanların kemiklerinden yaptıkları araç ve gereçlerle karşılamışlardır.

Zaman içinde artan nüfus, gelişen teknoloji ve yeni mimari çözümler ile yerleşme dokusu değişmiştir. Topluluk, MÖ 8. binyıl boyunca dörtgen planlı kerpiç binalarda yaşamaya başlamıştır. Bina gruplarından oluşan, bal-peteği benzeri sıkışık yerleşme düzeninde kerpiç binaların damları yaşam alanı olarak kullanılmıştır. Konutlara giriş, çatıda bırakılan boşluklardan ahşap merdivenlerle sağlanmıştır. Yerleşme, kuzeyde, birbirinin benzeri tek ya da iki odalı binaların yer aldığı konut alanı ile güneybatıda ‘özel amaçlı yapılar’ alanından oluşmakta ve bu iki farklı alanı birbirinden çakıllı bir yol ayırmaktadır. Çatı yapısı ile koruma altına alınan özel amaçlı yapılar, topluluğun inançlarıyla ilgili toplantıları, törenleri, ritüelleri gerçekleştirdikleri mekanlardır.

Aşıklı topluluğu, Kapadokya Bölgesi’ndeki bin yıllık yaşamları süresince mimarlık tarihi, tıp tarihi, tarım ve hayvancılık tarihi vb. konularında öncü gelişmelerin sahibi olmuşlardır.
  • Aksaray-Aşıklı01.jpg
  • Aksaray-Aşıklı02.jpg
  • Aksaray-Aşıklı03.jpg
  • Aksaray-Aşıklı04.jpg



SARATLI KIRKGÖZ YERALTI ŞEHRİ


Kapadokya Bölgesi'ne gelen yabancı turistlerin son yıllardaki gözdesi olan Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri, Nevşehir'e 50, Aksaray'a 22 kilometre mesafede bulunmaktadır.

Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri'nin üç katı temizlenerek 2001 yılında turizme kazandırılmıştır. Tuvalet, banyo, kiler ve toplam 40 odası bulunan yeraltı şehrinin Kapadokya Bölgesi'ndeki benzerlerinden farklı olarak bir havalandırma sistemi bulunmaktadır. Yeraltı şehrinin 7 katlı olduğu tahmin edilmektedir.

İçten sürgülü, dışarıdan gelenlerin anlayamayacakları şekilde yontulmuş değirmen taşlarından yapılmış emniyet kapılarıyla Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri, Kapadokya'ya gelen turistlerin her geçen gün daha fazla ilgisini çekmektedir.

Saratlı, Roma Dönemi'nden kalma önemli bir yaşam alanıdır. İlk Hıristiyanlar, Roma zulmünden kurtulmak için Kapadokya Bölgesi'ne sığınmışlar, savaşlardan korunmak için de yeraltı şehrini inşa etmişlerdir. Saratlı'da tehlike uzaklaşıncaya kadar bazen bir hafta, bazen bir ay topluca yaşamışlardır.

Su, gizli şehir içindeki kuyu ve sarnıçlardan sağlanırken, ekmek içeride topluca yapılmış, aydınlanma zeytinyağı ya da kuyruk yağı ile çalışan lambalarla sağlanmıştır. Havalandırma bacaları ile de gerekli oksijen sağlanmıştır.

Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri'nin girişinde ahır olarak kullanılan ve 14 adet hayvan yemliğinin bulunduğu bir mekan bulunmaktadır. Buradan geçilen ikinci mekanda ise 7 adet hayvan yemliği ortaya çıkarılmıştır.

Tünellerle 2. kata çıkıldığında, burada 10 metre derinliğe ulaşan bir su kuyusu bulunmaktadır. Su kuyusu üzerinde havalandırma bacası açılırken, kuyunun yanında ise, zemine oyulmuş tandır yer almaktadır. Bu mekanın devamındaki bir başka mekanda ise 3 oda yer alırken, buradan farklı yönlere giden tüneller ise tamamlanmadan bırakılmıştır.

2. kattan 3. kata geçildiğinde ise meyilli bir tünelden inilerek Kuyulu Dam adı verilen su kuyusunun bulunduğu mekana girilmektedir. Kuyunun sağında bir oda, solunda ise 2 oda yer almaktadır.

Çevre düzenlemesi ve ışıklandırmasıyla birlikte Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri,  İpek Yolu üzerinde ve Kapadokya'nın girişinde bulunması, kolay gezilebilmesi, bir bütün halinde olması ve iyi korunması nedeniyle turistlerin büyük ilgisini çekmektedir. Son yıllarda aynı anda turların gelmesi nedeniyle bazen yeraltı şehri tamamen turistlerle dolmaktadır. Bu sebeple Saratlı'da ikinci bir yeraltı şehri olarak açılan Aziz Mercurius, farklı özellikleriyle turistlerin ilgisini çekmektedir.
  • Aksaray-Saratlı01.jpg
  • Aksaray-Saratlı02.jpg
  • Aksaray-Saratlı03.jpg
  • Aksaray-Saratlı04.jpg



AZİZ MERCURİUS YERALTI ŞEHRİ
 


Saratlı Kasabası'ndaki ikinci yeraltı şehri olan Aziz Mercurius Yeraltı Şehri ve Kilisesi. Hıristiyanlığın yasak olduğu M.S. 250'li yıllarda daha çok sığınak olarak kullanılmıştır. Aziz Mercurius, M.S. 225-250 yılları arasında yaşamış bir komutandır. Kendisi Roma İmparatorluğu zamanında Kapadokya Bölgesi'nde doğmuş, Hıristiyan olduğunu açıklaması üzerine kral tarafından Kapadokya'ya sürgüne gönderilmiştir. Bu bölgede kafası kesilerek cesedi de Mısır'a gönderilmiştir.

7 katlı yeraltı şehrinin, 3 katı temizlenerek turizme açılmıştır. Yeraltı şehrine halkın Develik olarak ifade ettiği Selçuklu Dönemi'nden kalma handan girilmektedir. Devamında koridorlar ve odalardan katlara giriş yapılmaktadır. Tüm geçitler kiliseye bağlanmaktadır. Yeraltı şehirlerinde bulunan kiliseler genelde küçükken, burada bulunan kilise bir katedrali andırmaktadır. Kilise içinde çocuk ve yetişkin mezarlarından ayrı bir oda oluşturulmuştur.

Kilise, geç dönemlere kadar kilise olarak kullanılmıştır. Kilisenin tabanında mezarlar bulunmaktadır. Kilise içinde yapılar kazılarda çocuk ve yetişkinlerden oluşan 20 mezar açığa çıkarılırken, çoğunda iskelet bulunmuştur. Kilise içindeki mezarlardan birinde ise bir erkek ve kadın aynı lahit içinde üst üste konulmuştur. Ayrıca kilise içinde çeşitli türlerden haç işaretleri bulunmaktadır. Burası Doğu Roma Dönemi'nde daha çok kullanım görmüştür.

Yeraltı şehri içinde yapılan çalışmalarda erzak küpleri açığa çıkartılmıştır. Yeraltı şehrinin bir köşesinde ise halkın adak adadığı Develi Dam olarak ifade edilen bir türbe bulunmaktadır. Bu mekanın yanındaki odada ise taşa kazınmış ördek veya kuğuya benzeyen kabartmalar yer almaktadır.
  • Aksaray-AzizMercurius01.jpg
  • Aksaray-AzizMercurius02.jpg
  • Aksaray-AzizMercurius03.jpg