Coğrafi Yapısı ve Tarihi
Coğrafya
İl, deniz seviyesinden 1640 m yükseklikte kurulmuştur. Anadolu’nun İran’la bağlantısını sağlayan yolun üzerinde bulunması ile önemi artan ilin doğusunda İran, batısında Muş ve Erzurum, kuzeyinde Kars, güneyinde Van ve Bitlis ile kuzeydoğusunda Iğdır ili bulunmaktadır. Topraklarının \%46’sını dağlık alanlar, \%29’unu ovalar, \%18’ini platolar ve \%7’sini yaylalar oluşturmaktadır. İklimi kışları soğuk ve sert yazları kurak ve sıcaktır.
Ovalar
Ağrı ilinde ova ve düzlükler genel olarak faylar (kırıklar) ve dağlarla sınırlanmıştır ve bu nedenle yeterince geniş değillerdir. Çöküntü havzaları şeklinde olan bu ovalar toprak birikmesi ile oluşmuştur. Ağrı Ovası, Eleşkirt Ovası, Patnos Ovası, Doğubayazıt Ovası ve Tutak Ovası önde gelen ovalardır. Ağrı ekonomisinin başlıca gelir kaynağı olan tarım ve hayvancılık için büyük önem arz eden bu ovalarda yem bitkileri, tahıl ve şeker pancarı ekilmektedir. Ekim alanları dışında kalan düzlükler de mera olarak kullanılmaktadır.
Dağlar
Ağrı ilinin büyük bir kısmını oluşturan dağlar genellikle sıra dağlar şeklinde görülmektedir. İli kaplayan dağlar Alp-Himalaya volkanik dağ sisteminin devamı olarak, doğu-batı doğrultusunda ve iki kol halinde görülmektedir. Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek z irvesi olan Büyük Ağrı Dağı Doğubayazıt ilçesi sınırlarında olup 5.137 metre yüksekliğe sahiptir. Küçük Ağrı Dağı ise 3.896 metre yüksekliğe sahiptir. Bir kısmı Patnos ilçesi sınırlarında bulunan Süphan Dağı 4.049 metre yüksekliğe sahiptir. Ağrı iline bir dönem ismini de veren Kösedağ ise 3.340 metre yüksekliği ile önemli bir yere sahiptir. Doğubayazıt ile Çaldıran arasında yer alan Tendürek Dağı 3.533 metrelik en yüksek zirvesi yanında 3.000 metre yüksekliğindeki 400-500 metre çapında krater gölüne ev sahipliği yapmaktadır. Tendürek ayrıca Türkiye’nin en aktif yanardağı olarak bilinmektedir. Ağrı merkeze yaklaşık 18 km mesafede bulunan Bubi Dağı önemli yükseltilerden bir başkasıdır.
Akarsular
Ağrı ilinde yer alan en büyük akarsu Fırat Nehri’nin ana kollarından biri olan Murat Nehri’dir. Diyadin'den doğan akarsu Aladağ'dan ve Muratbaşı Dağı'ndan çıkan kolların birleşmesiyle oluşmaktadır. Murat Nehri Diyadin Ovası’ndan geçip Eleşkirt yöresinden gelen kolları aldıktan sonra güneybatıya doğru akarak Malazgirt Ovası'na ulaşmaktadır.
İçmeler ve Kaplıcalar
Ağrı ili termal kaynaklar ve şifalı sular yönünden zengindir. Özellikle Diyadin ilçesinde yer alan termal kaynakların sıcaklığı 75 dereceye kadar ulaşmaktadır. Yapılan analizlerde birçok hastalığa iyi geldiği kanıtlanan termal kaynaklar özel sektör ve kamu tarafından yapılan yatırımlarla halkın hizmetine sunulmuştur. Termal kaynaklardan ısıtmada da yararlanılmaktadır.
Bitki Örtüsü
Volkanik bir arazi oluşu, yağışların az, ısının çok düşük olması sebebiyle dağlar ve ovalar çıplaktır. Ormana sahip olmayan ilin tabii bitki örtüsü, genellikle yüksek plato stepleri görünümündeki bozkırlardır. Bozkırlar özellikle, Ağrı merkez, Eleşkirt ilçesi ve Yukarı Murat Irmağı civarında yoğunluk kazanır.
Orta Asya’dan gelen kavimlerin Anadolu’ya girişleri sırasında Ağrı bir geçiş oluşturmuş, dolayısıyla birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ancak bu medeniyetler Ağrı’yı bir giriş kapısı olarak gördüklerinden burada çok köklü bir uygarlık oluşturamamışlardır. Bölgede egemenlik kurdukları sanılan Hititler’in güçlerini yitirmeleri üzerine, M.Ö.1340-M.Ö.1200 tarihleri arasında Hurriler bölgeye yerleşmişlerdir. Hurriler krallık merkezi olan Urfa’dan uzak olan Ağrı’yı ellerinde tutamamışlardır. Bölgede en köklü uygarlığı Urartular oluşturmuştur. Urartu’nun Van Gölü’nün kuzey ve kuzeydoğusundaki ülkeler üzerine, Kral İspuini (M.Ö.825-M.Ö.810) döneminde seferler başlamış, Kral Menua (M.Ö.810-M.Ö.786) döneminde bu akınlar daha da ağırlık kazanmıştır. Kuzeye ve kuzeydoğuya giden yollar üzerinde inşa edilen kaleler, buraya yapılan seferlerin önceden planlandığını göstermektedir. Ağrı Dağı’nın yamaçlarında, Karakoyunlu ve Taşburun köylerinin arasında ele geçen bir Urartu yazıtı Kral Menua’nın bu bölgedeki egemenliğinin kesin kanıtıdır. M.Ö.712 yıllarında Kızılırmak boylarına kadar uzanan Kimmerler, Ağrı’da geçici de olsa bir hâkimiyet kurmuşlardır. Medler (M.Ö.708-M.Ö.555) Asur Devleti’nin yıkılması ile birlikte bir yayılma sürecine girmiş, bunun sonucu olarak da Ağrı ve çevresini topraklarına katmışlardır. Medler’in yıkılması ile birlikte Persler; Büyük İskender’in Pers Kralı III.Darius’u (M.Ö.331) yenerek Anadolu’yu ele geçirdiği zamana kadar yaklaşık iki yüzyıl boyunca bölgede yaşamışlardır. Büyük İskender’in ölümü üzerine oluşan boşluktan faydalanan Ermeniler bölgeyi ele geçirmişlerdir. Doğu Anadolu’ya gelip yerleşen ilk Türk topluluğu M.Ö. 680 yılında bölgeye gelen Sakalardır. Murat Nehri ve Doğubayazıt çevrelerine kısa sürede yerleşmişlerdir. Daha sonraları Arsaklılar ve Artaksıyaslı Krallığı, Ağrı ve çevresine hakim olmuştur. Bölge, Hz. Osman zamanında İslam orduları tarafından fethedilmiştir. 872 yılına kadar Abbasilerin kontrolü altında kalan Ağrı, daha sonra Bizans’ın egemenliğine geçmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı sonrası bölgeye Türk boyları gelmeye başlamıştır. Ağrı, yüz yıla yakın bir süre Sökmenli Devleti’nin sınırları içine girmiştir. 1027-1225 yılları arasında Ani Atabekleri, 1239’da Cengizliler, 1256-1358 yılları arasında İlhanlılar ve Celayirliler Ağrı’da hüküm sürmüşlerdir. İlhanlılar bazen kurultaylarını Ağrı Dağı’nda yapmış, Anadolu ve İran’ı buradan yönetmişlerdir. 1393’de Moğol Hakanı Aksak Timur, Ağrı bölgesini ele geçirmiştir. 1405-1468 tarihleri arasında Ağrı, Karakoyunlu toprakları içinde yer almış, Karakoyunlular yıkılınca bölge Akkoyunlular’ın egemenliğine geçmiştir. Ağrı, Çaldıran Savaşı sonrasında ise Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır. Osmanlı döneminde Şorbulak olarak anılan ilin adı, Ermeniler zamanında Karakilise olarak değiştirilmiştir. Kazım Karabekir Paşa zamanında Karakilise ismi değiştirilerek Karaköse diye adlandırılmıştır. Nuh Tufanı ile ilgisinden dolayı Tevrat’ta adı geçen Ararat Dağı ve ülkesinin, Ağrı ve çevresinin olduğu sanılması dolayısıyla Ağrı’ya Batılılar tarafından Ararat da denilmektedir. 1834 yılında bucak, 1869 yılında ilçe olan Ağrı, 1927 yılında il merkezi olmuştur. 5.137 m yüksekliğiyle Türkiye’nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı’ndan dolayı il Ağrı adını almıştır.