• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/2433443823537106/?multi_permalinks=2451325328415622&notif_id=1574335095257990&notif_t=feedback_reaction_generic
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi23
Bugün Toplam68
Toplam Ziyaret101907
Takvim

 

                            

    • EKİN ZAMANI OKUL MÜZELERİ
    • Mimar Sinan İlkokulu

Türküleri- Halk Oyunları

 
Belirli bir bölgede yaşayan toplumun kendine özgü her türlü davranış özelliği gösteren töre ve geleneklerini inceleyen bilim dalına  “Halk Bilgisi” anlamına gelen “folklor” denilmektedir.
Osmanlı İmparatorluğunun kuruluş, gelişme, duraklama ve gerileme devirleriyle, cumhuriyet döneminin çok geniş değişikliğinden önemli ölçüde etkilenen Edirne’miz gerçekten tarih ve folklor yönünden pek zengindir.

BÖLGESEL FOLKLOR ÖZELLİKLERİ :
    Türküler :Edirne Müzik kültürünün oluşmasında hem Anadolu’nun hem de Rumeli’nin izleri vardır. Kökü Anadolu topraklarında olan ve yöre sanatçılarının müzikal tavrıyla dile gelen  “ Kahve Yemen’den Gelir”, “ Top Yatağın Önü Kahve", “Sabahın Seherinde Görebilsem Yarimi” gibi eserlerin yanında Edirnelinin gönlünün yarısı Rumeli’dedir. Selanik’ten, Batı Trakya’dan, Üsküp’ten gelen Rumeli türkülerini de yöre halkı büyük bir içtenlikle çalar ve okur. “Manastır Türküsü”, “Alişimin Kaşları Kare",  "Tuna Nehri Akmam Diyor" Edirneli’nin kendinden bildiği ve söylediği Rumeli Türkülerinden birkaçıdır. Yörede ayrıca yeniçeri havaları adı verilen  türküleri de icra edilir.Edirne türküleri deyince çok geniş alanları kapsayan yerlerin türkülerini düşünmek daha doğru olur. Çünkü bu il öyle günler görmüş ki; bu gün ayrı ayrı uluslar elindeki topraklar Edirne de oturan Rumeli Beylerbeyi tarafından yıllarca yönetilmiştir. Anadolu ve Rumeli arasında bir geçiş yeri olan Edirne, pek çok kültürden izler taşısa da kendine özgü yönünü yitirmeden yaşamaktadır.

    Bu yörede türküler genellikle 9/8'lik karma türkü usulünde Hüseyni, Neva, Rast, Uşşak, Hüzzam, Eviç, Saba, hicaz ve diğer makamlara dayalı kırık havalar türündedir. Bu türküler nişan, düğün, imece, helva sohbetlerin de ve bağ eğlencelerinde herkes tarafından zevkle söylenir.Yörede sevilen çalgılar arasında cura, bağlama, divan sazı, fiske dayire, zilli maşa, el çalparesi, zilli darbuka, davul ve zurnayı sayabiliriz. Ayrıca ince çalgı denilen bir saz takımı vardır ki ut, keman, darbukadan oluşur ve düğünlerde çalınır. Türkülerden en yaygın olanları “ Edirne’nin ardı da bağlar” “Edirne’nin ardında sümbüllü bağlar”  ve özellikle de “ Edirne türküsü” adlı türkülerdir.

 

EDİRNE TÜRKÜSÜ
Arda, Tunca, Meriç üç güzel kardeş
Varmıdır dünyada sizden güzel eş ?
İşte Kırkpınarım istersen güreş
Erlerin meydanı güzel Edirne
Adalı Halil’ler, Koca Yusuf’lar
Kel Aliço’lar , Çolak Molla’lar
Kırkpınardan gelir yiğit naralar
Pehlivanlar destanı güzel Edirne
 Davullar, Zurnalar dengi dengine
Çal be Koca Usta!... bak ahengine
Serhad boyundayız, bu il Edirne
Şehitlerin kanı, güzel edirne
Dört narin minare Selimiye’dir.
Sinan’dan Serhad’ de bir hediyedir.
Bayezid’ler, Murat ‘lar hep külliyedir.
Tarihtir dört yanı güzel Edirne.
Saraylar , Sultanlar sinende yatar
Hanlarla çarşılar yüz yüze bakar
Köprüler Meriç’te kolyeler takar
Aşıkların canı güzel Edirne.
Taştan köprülerin türkülerindedir.
Agalar , kızanlar Edirne’ de dir.
 Edirne türkülerde, gönüllerdedir.
Türklüğün şanı, güzel Edirne.
Arda, Tunca, Meriç ne güzel akar
Selimiye buradan aynaya bakar
Yakar bu güzellik beni de yakar
Güller gülistanı güzel Edirne.

 

Maniler: 
Türk halk edebiyatı sözlü verimlerinden yapımcıları belirsiz dörder dizelik bu eserler yurdun her köşesinde olduğu gibi yöremizde de gelişimini sürdürmekte, her geçen gün sayıları biraz daha artmaktadır. Yalnızca Türk Edebiyatında bulunan bu güzel verilerden, Trakya’nın özelliklerini en çok yansıtanlardan bazıları :

Sarılım sağ olası,
Sineme yar olasın
Bana yar çoktur ama
İsterim sen olasın.

 

Eski cami direk ister
Söylemeye yürek ister
Benim karnım toktur ama
Arkadaşım örek ister.

 

Ne gülden ne bülbülden
Ne menekşe, sümbülden
Hiç kimseden değildir
Şikayetim gönülden

Efsaneler :
Edirne de efsaneler oldukça yer tutar. Örneğin tarihi bir gerçek olan Türk ordusunun dürüst tutumu adeta efsaneleştirilmiştir. Eski  Eski Caminin yazılarının boyacı baba tarafından yazılması, Selimiye caminin inşaatıyla ve Mimar Sinan ile  ilgili vs. efsaneler oldukça yaygın olanlardır.

 

Halk Hikayeleri :
Efsanelerde olduğu gibi halk arasında günden güne, ağızdan ağıza, nesilden nesile aktarılan hikâyelerde oldukça yaygındır. Bu hikâyeler bazen çocuklara nasihat niteliğinde, bazen kıssadan hisse niyetinde anlatılan şeylerdi.

Edirne inançları :
Kişinin doğumu ile ölümü arasında geçen yaşantısı boyunca toplum içinde inanç çemberi ile çevrili olduğu bir gerçektir. Edirne de yeni doğan çocuğa üç ezan geçmeyince süt emzirmezlermiş. Annenin sağ memesi çocuğa verilirken besmele çekilir ve ölürse şehit olsun denir, sol meme verilirken kalırsa gazi olsun diye dua edilirmiş. Buna benzer birçok konuda toplum hayatının her anını ilgilendiren şeylerde çeşitli inançlar geliştirilmiştir.

Adak yerleri :
Dinimizde kurbanın ancak Allah rızası için kesileceği belli olduğu halde, yinede bazı kişiler dileklerinin olması için adak adı altında kurban keserler ve yoksula verirler. Bu adaklar Allah rızası için her hangi bir yerde yapıldığı gibi, genellikle Edirne’nin Hıdırbaba tepesi ve türbe civarı seçilir.

Halk Deyişleri :
Yağ, un, odun; karısı kadın olmalı.
Gözüm gitti kaşı ne yapayım. Al gülüm, ver Gülüm. Gezen gül olmuş, gezmeyen kül olmuş. Güzüm gitti, kışı neyleyim. On kuruşu görmeyince beş kuruşu harcama. Dolana dolana yap, bulana bulana ye. Çamur çok olunca, hamur çok olur. Yazın artığı kışın katığıdır. Etrafın zengin mi? İşin engin, etrafın aç mı? Sen oradan kaç. Nerede çalgı, orada kalgı. Bizde gülüp söyleyelim, sizde gidip yiyelim. Buyurun misafirler, davranın bizimkiler. Hava yağar eser, ev sahibi kaz keser. Her güne giyer yıkar, yabana kıçı açık. Vur çapayı, ye papayı.    Ağa dediğin ağacaz olmalı. Öyle; kandilin ipi telden, yağ elden kafası kelden, avlusu çitten,itten-köpekten ağa olmaz. Kadın var basbayağı, kadın var kaz ayağı, kadın var ev dayağı. Kasım yüz, önümüz düz, yüz on tarlaya kon, yüz sabahı düz, leylekler, yüzyirmide ovaya, yüzotuzda yuvaya., yüzelli yaz belli, kış kasımın yüzsekseninde biter. Turna geldi kes bağı, turna gitti boz bağı.

Atasözleri :
Avcı yalan söylemez, atar.-At ürkündü mü kazığı zorlarmış.-On’u görmeyince beş’i harcama.-Deveciyle görüşen kapıyı büyük açmalı.-Kız büyümüş anası uyumuş demesinler.-Dolana dolana yap,bulana bulana ye.-Vur çapayı, ye papayı.-

Edirne tekerlemeleri :
Değirmene girdi köpek,değirmenci vurdu kötek, hem kepek yedi köpek hem kötek yedi köpek.- Abe dayı dayı dayı, ne kara kuru sarı darı bu be dayı.-

 

YÖRESEL ÖZELLİKLER :
Edirne yöresinde Giyim :
Erkek giysileri; İç gömleği, (ten fanilası) iç donu (kısa ve uzun) mintan, salta, cepken, yelek, aba, çuha potur, (kara kaytan işlemeli) , kürk, içi kuzu postu ile kaplı gocuk,  cübbe, bele sarılan yün kuşak, boyun atkısı, Başlıklardan; takke, sarık, kavuk, külah, yün başlık, fes . Kadınlarda ise ; İşlemeli gömlek, entari, yelek, kaftan, şal, hırka, ipek kuşak, tülbent, yetüsü, eldiven , bindallı, Erkeklerde ayağa giyilenler ; Yapak ve pamuktan örülme çorap, kalçın, lapçin, dikişli terlik, çekme, mest, tulumbacı yemenisi, kundura, çizme, katır, nalın., kadınlarda ayağa giyilenler ise ; İpek ve pamuktan örülme çoraplar, zenne, terlik, sedefli nalın, mest, çetik.

 

YÖRESEL GİYİM KUŞAM :
Yörede çağdaş giysiler egemendir. Kimi köylerde kadınlar şalvar, yelve gibi giysiler giyer. Yine köylerde ve kentlerin dış mahallelerinde ferace ve çarşafa günümüzde de rastlanır. Erkek giyiminde ceket, pantolon, kasket gibi çağdaş giysiler tümüyle benimsenmiştir. Boyun bağı takma alışkanlığı yoktur.
Bol ağlı şalvar, bol kollu gömlek, bindallı, aynalı yelek geleneksel kadın giysileridir. Ayağa dikişli mercan terlik giyilir. Çoraplar genellikle ak, konçları desenlidir. Kimi zaman pembe, yeşil, kırmızı ile renklendirilir. Yaşmak, ferace bir dönemin sokak giysileriydi. Daha sonra ipek çarşafta giyilmiştir.
Potur, cepken, çuha, camedan erkek giysileridir. Poturların yörede pek çok türleri vardır. Baş giysilerinden sarık, külah ve takkelerin yerini, sonraları fes almıştır. Bele şal kuşak sarılır. Ayağa giyilen yemeni kırmızı, yeşil, kara, sarı renklerdedir. Uçları sivridir. Altı tahta , üstü deri “Katırda” bir ayakkabı türüdür.     


HALK OYUNLARI :

Edirne’de geleneksel oyunlar yörenin tarihsel ve doğal konumu nedeniyle zengin ve renklidir. Edirne ve yöresi halk oyunları Trakya bölgesi halk oyunları özelliğindedir. Tümü devinim, renk, ezgi, biçim yönünden Anadolu oyunlarından ayrılır. Kendi aralarında benzerlik vardır. Benzerlikler köyden köye ayrıntılarda değişebilir.
   Yöre halk danslarının yaklaşık tümünde “ Kaldırma” denen devinimli bir son vardır. Bu bölümün figürleri çok canlıdır. Oyunlar el ele yada el tutuşmadan oynanır. Bir çoğunda kollar yukarı açılır. El ve parmaklar düz bir biçim alır. Parmak çıkırdatma az, el çırpma çoktur. Bu tempoyu pekiştirir. Genellikle oyunlarda iki davul, iki zurna vardır. Zurnanın biri sürekli tek sesle eşlik eder. Kızlar darbukayla çalıp söyleyerek oynar. 
    

    Ezgi ve usulde Ege ve Karadeniz bölgelerinin etkileri görülür. Bu etkiler yörenin öz müziğiyle karışarak tümüyle değişime uğramıştır. Edirne ve yöresinde en çok oynanan oyunlar: Kasap oyunu, Zigoş, Debreli Hasan , Patuşka, Kazibe, Çamko, Mendil, Alaybeyi ve Karşılama'dır.
   Ayrıca Edirne’de seyirlik oyunlar da oynanmaktadır. Bunlar; Deveci, Leblebici, Arap Oyunları ve Haydindik' dir. 

Ahırköy'ün meşeleri

Ahırköy'ün meşeleri (amucam oğlu)

Dolu gelir şişeleri (amucam oğlu)

 

Ahırköy'ün heydeleri (amucam oğlu)

Dilber olur güzelleri (amucam oğlu)

 

Aldın aldın alasıya (amucam oğlu)

Alış vermez veresiye (amucam oğlu)

Edirne/Ahırköy Türküleri

Esmer Kızlar Edalı

Kızılcıklar Oldu Mu adlı türkü ile benzer müziğe sahiptir. Odeon kayıtlarında bu türkü mevcuttur. Suzan Yakar Rutkay,Hamiyet Yüceses,Nevzat Akay tarafından da söylenmiştir.

Of of Esmer kızlar edalı sarışınlar cefalı hey

Beyaz da güzel ama kumral kızlar vefalı of of

Gülinesi dalına bülbül konmuş dalına

Annem beni salmıyor sevgilimin yanına vay

Gülinesi dalına bülbül konmuş dalına

Annem beni salmıyor sevgilimin yanına vay

Of of ipek mendil ellerde sırma kemer bellerde hey

Benim sevdiğim var şu karşı ki ellerde of of

Gülinesi dalına bülbül konmuş dalına

Annem beni salmıyor sevgilimin yanına vay

Gülinesi dalına bülbül konmuş dalına

Annem beni salmıyor sevgilimin yanına vay

Of of menekşeler soldu mu yaprağını yoldu mu hey

Koruluklar içinde bizi gören oldu mu of of

Gülinesi dalına bülbül konmuş dalına

Annem beni salmıyor sevgilimin yanına vay

Gülinesi dalına bülbül konmuş dalına

Annem beni salmıyor sevgilimin yanına vay

Edirne/Keşan Türküleri  Karşılamalar

Kırmızı gül al bayleyor

Kırmızı gül al bayleyor

Al yanağına tel bayleyor

Şimdiki kızlar kan ayleyor

Arzuylan erzediyor deli gönül

Aman aman yar seni

 

Kırmızı gülün alı var

Hergün aylersem yeri var

Al yanağında beni var (aman aman)

Arzuylan erzediyor deli gönül

Aman aman yar seni

Edirne/Keşan Türküleri

 

Kızılcıklar Oldu Mu

Esmer Kızlar Edalı adlı türkü ile benzer müziğe sahiptir. Odeon kayıtlarında bu türkü mevcuttur. Suzan Yakar Rutkay,Hamiyet Yüceses,Nevzat Akay tarafından da söylenmiştir.

Kızılcıklar Oldu Mu,

Selelere Doldu Mu Hey.

Gönderdiğim Çoraplar,

Ayağına Oldu Mu.

 

Mendili Eline,

Mendil Verdim Eline.

Kara Kına Yollamış,

Yar Benim Ellerime.

 

Kızılcıklar Kırmızı,

Alamadım Su Kızı Hey.

Gerdanında Beni Var,

Sandım Seher Yıldızı.

 

Mendili Eline,

Mendil Verdim Eline.

Kara Kına Yollamış,

Yar Benim Ellerime.

 

Tabakası Aynalı,

Su Oğlana Varmalı Hey.

Oğlan Çok Güzel Ama,

Anası Olmamalı.

 

Mendili Eline,

Mendil Verdim Eline.

Kara Kına Yollamış,

Yar Benim Ellerime.

 

Kırmızı buğday sec olur

Kırmızı buğday sec olur

(Ah) güzeller güleç olur

Meyil verme güzele

Ayrılması güç olur

 

Harmanda harar olur

(Ah) yüreğim yanar durur

Salıverin gideyim

Sevdiğim arar durur

Edirne/Kırkağaç Türküleri

 

Püskül penceriden uçtu

Püskül pencireden uçtu (amman)

Uçtu da deryaya düştü (amman)

Benim gönlüm sana düştü (amman)

 

Oynan kızlar döne döne amman

Ben kül oldum yana yana

 

Püskülü neden yaparlar (amman)

Beden ipekten yaparlar (amman)

Yapar beylere satarlar (amman)

 

Oynan kızlar döne döne amman

Ben kül oldum yana yana

Edirne/Uzunköprü Türküleri

Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar

Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar,

Aşrı Aşrı Memlekete Kız Vermesinler

Annesinin Bir Tanesini Hor Görmesinler

 

Uçan Da Kuşlara malum Olsun, Ben Annemi Özledim.

Hem Annemi Hem Babamı, Ben Köyümü Özledim.

 

Annemin Yelkeni Olsa Açsa Da Gelse,

Babamın Bir Atı Olsa Binse De Gelse,

Kardeşlerim Yolları Bilse De Gelse.

 

Uçan Da Kuşlara Malûm Olsun, Ben Annemi Özledim.

Hem Annemi Hem Babamı, Ben Köyümü Özledim

Edirne/Yolüstü Köyü Türküleri Karşılamalar

 

 

Aman Dayler

Aman Dayler, Yol Verin A Beyler,

Ben Sılama Varayım.

Sılam Yeşil Yaprak Açmış,

A Ben Nasıl Dayanayım.

 

Küp İçinde Unum Var Aman,

Allah'tan Umudum Var.

O Yar Benim Olursa,

Dedelere Mumum Var.

 

Küp İçinde Nişasta Aman,

İşittim Yarim Hasta.

Hastamısın Be Yarim,

Yapayım Sana Muska.

 

Küp İçinde Bulgurum Aman,

Keman Kasa Vurgunum.

Bana Sabırsız Diyorlar,

Ben Sabirli Bir Kulum.

 

Ağlama kazibe'm sızlama kazibe'm

Ağlama kazibe'm sızlama kazibe'm ben yine gelirim

Yedi seneye varmadan kazibe'm ben yine dönerim

 

Kazibe'm (hey) güler oynar

Kazibe'm (hey) döner oynar (kazibe'm)

 

Söğütler altında (da) kazibe'm aşlama ocağı

Yedi senedir bekledim bulamadım bucağı

 

Kazibe'm (hey) güler oynar

Kazibe'm (hey) döner oynar (kazibe'm)

 

 

Edirne’nin ardı bayler

Edirne’nin ardı (da) bayler

Meriç akar (mori dankilom) sular çağlar

Eşinden ayrılan yanar

 

Ay oldun mu (mori dankilom) duyuldun mu

Hacıoğlu mestan gibi vuruldun mu

 

Edirne köprüsü taştan

Sen çıkardın (mori dankilom) beni baştan

Ayırdılar beş kardaştan

 

Ay oldun mu (mori dankilom) duyuldun mu

Hacıoğlu mestan gibi vuruldun mu

Ağlama kazibe'm sızlama kazibe'm

Ağlama kazibe'm sızlama kazibe'm ben yine gelirim

Yedi seneye varmadan kazibe'm ben yine dönerim

 

Kazibe'm (hey) güler oynar

Kazibe'm (hey) döner oynar (kazibe'm)

 

Söğütler altında (da) kazibe'm aşlama ocağı

Yedi senedir bekledim bulamadım bucağı

 

Kazibe'm (hey) güler oynar

Kazibe'm (hey) döner oynar (kazibe'm)

Edirne’nin Ardında Sünbüllü Bağlar

Edirne’nin Ardında Sünbüllü Bağlar

Hasan Ağa Oturmuş Kargısın Yağlar

 

Şimdi Cenk Var Davullar Zurnalar Mehterler Çalar

Hasmını Meydanda Seç Kahramanım Pehlivanım Hey

Üçünü Beşini Birden Biç Kahramanım Pehlivanım Hey

 

Meriçten Suları Çağlayıp Akar

Yiğitlerin Narası Kal’alar Yıkar

 

Şimdi Cenk Var Davullar Zurnalar Mehterler Çalar

Hasmını Meydanda Seç Kahramanım Pehlivanım Hey

Üçünü Beşini Birden Biç Kahramanım Pehlivanım Hey

 

 

Kahve Yemen'den Gelir-2

Kahve Yemen'den Gelir

Bülbül Çemenden Gelir

Ak Topuk Beyaz Gerdan

Her Gün Seyrandan Gelir

 

Ağam Yar Paşam Yar

El Duymadan Çabuk Gel

Şıngır Gıngır Şıngırdatma Zilleri

Adam Adam Oynatır Dillere

 

Kahve Yemensiz Olmaz

Bülbül Çemensiz Olmaz

Ak Topuk Beyaz Gerdan

Her Gün Seyransız Olmaz

 

Ağam Yar Paşam Yar

El Duymadan Çabuk Gel

Şıngır Gıngır Şıngırdatma Zilleri

Adam Adam Oynatır Dillere

Karakuşun yüksektendir oyunu

Kara kuşun yüksektendir oyunu

Değme bir şahine vermez payını

Alamadım şu güzelin huyunu

 

Kesme hanım kaküllerin merdolur

Eller sarar yüreğime derdolur derdolur

 

İstanbul’a vara gele usandım

Ayağıma diken battı gül sandım

El kızını ben ben kendime yar sandım

 

Kesme hanım kaküllerin merdolur

Eller sarar yüreğime derdolur derdolur

 

Keten Gömlek Giyer

Keten Gömlek Giyer (Evlat Aman) Tenin Pek Nazik

(Aman Yar Aman)

Ak Kolun Sıkmış (Be Yarim) Altın Bilezik (Aman Aman)

Eşine Düşmemiş (Evlat Aman) Kıza Pek Yazık

(Aman Yar Aman)

 

Benim Yarim Has Bahçeye Girmesin Bari (Aman Yar Aman)

Açılan Güller Aldatır Yari

 

Şu Karşıda Sırça Da Saray (Aman) Yedi Bin Atlı

(Aman Yar Aman)

İçinden Bir Kız Çıkıyor Ak Samur Saçlı (Aman)

Parmağında Hatem Yüzük (Aman) Cevahir Taşlı

(Aman Yar Aman)

 

Benim Yarim Has Bahçeye Girmesin Bari (Aman Yar Aman)

Açılan Güller Aldatır Yari

Pınar Başının Gülleri

Pınar Başının Gülleri (Eşim Aman Amman)

Şak Şak Öter Bülbülleri

O Yarin Çıtı Pıtı Dilleri (Eşim Aman Amman)

 

Elimden Aldı Ya Mendili

Kol Bastı Söndür Kandili

Öperken Soldurdun Yari

 

Pınara Vurdum Kazmayı (Eşim Aman Amman)

Hanımlar Bağlar Yazmayı

Nerden Öğrendin Gezmeyi (Eşim Aman Amman)

 

Elimden Aldı Ya Mendili

Kol Bastı Söndür Kandili

Öperken Soldurdun Yari

 

Seller aldı değirmenimi

Seller aldı (aman) değirmenimi bendimi

Yaktım kül eyledim kendi kendimi (gel gel aman)

Çok aradım (aman) bulamadım dengimi

İnan olmaz o güzelin sözüne (gel gel aman)

 

Ne güzel olur (aman) İslimye'nin söğüdü

Benim yarim naz içinde büyüdü (gel gel aman)

Yoktur kimsem (aman) bana versin öğüdü

İnan olmaz o güzelin sözüne (gel gel aman)

Çifte Kuburları Çaktım Almadı

 (Ah) Çifte Kuburları Da Ağalar Çaktım Almadı

Dört Yanıma Baktım Ağalar Kimse Kalmadı

Aman Ağalar Kimse Kalmadı

En Küçük Kardeşten Ağalar İmdat Olmadı

 

Aman Vezir Oğlu Vezir Yazık Şanına

Aman Ağalar Yazık Şanına

Şu Gençlikte Nasıl Kıydım Tatlı Da Canıma

Aman Ağalar Tatlı Da Canıma

 

(Ah) Kapının Önünde Be Ağalar Bir Binek Taşı

Durmuyor Akıyor Ağalar Gözümün Yaşı

Aman Ağalar Gözümün Yaşı

O Yarin Uğruna (Be Ağalar) Keserim Başı

 

Aman Vezir Oğlu Vezir Yazık Şanına

Aman Ağalar Yazık Şanına

Şu Gençlikte Nasıl Kıydım Tatlı Da Canıma

Aman Ağalar Tatlı Da Canıma

 

(Ah) Felek Çemberini Be Ağalar Deldim De Geçtim

Aşkın Dolusunu Ağalar Kaldırdım İçtim

Aman Ağalar Kaldırdım İçtim

Kelleyi Torbaya (Be Ağalar) Koydum Da Geçtim

 

Aman Vezir Oğlu Vezir Yazık Şanına

Aman Ağalar Yazık Şanına

Şu Gençlikte Nasıl Kıydım Tatlı Da Canıma

Aman Ağalar Tatlı Da Canıma