• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/2433443823537106/?multi_permalinks=2451325328415622&notif_id=1574335095257990&notif_t=feedback_reaction_generic
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi8
Bugün Toplam64
Toplam Ziyaret102229
Takvim

 

                            

    • EKİN ZAMANI OKUL MÜZELERİ
    • Mimar Sinan İlkokulu

Coğrafi Yapısı ve Tarihi

Coğrafi Yapısı

İç Anadolu Bölgesi’nin Orta Kızılırmak bölümünde yer alır. Yüzölçümü 6665 km²’dir. Kırşehir’in toprakları, ülke topraklarının binde 8’i, İç Anadolu Bölgesi topraklarının yüzde 2.9’u kadar olup, yüzölçümü büyüklüğü bakımından 53.sıradadır. İlin matematiksel konumu, 38°50′ – 39°50′ Kuzey enlemleri, 33°30′ – 34°50′ Doğu boylamları arasındadır.Denizden yüksekliği 985 metredir. İlin kuş uçumu denize uzaklıkları; güneyde, Akdeniz’de Anamur Burnu’na 362 Km; kuzeyde, Karadeniz’de Sinop’a 334 Km’dir.

Kırşehir, Orta Anadolu’nun fay hattı üzerinde yer alır. Başkalaşım serilerinin kıvrılmaları sırasındaki kırılma ile Kuzeybatı-Güneydoğu yönünde uzanan bir fay hattı oluşturmuştur. İkinci bir fay hattı ise; ilin, Ankara ile sınırını oluşturacak şekilde kuzeye doğru uzanır. İlk Kıvrılmalar sırasında oluşan fay hattı, 15 km uzunluğundadır. Kırşehir’deki Terme Kaplıca suyu, bu fay  hattının derinliklerinden gelen sıcak sudur.

Kırşehir, ortalama yüksekliği 1000m’ye ulaşan geniş bir yayla görünümündedir. Kırşehir Masifi olarak da adlandırılan bu plato; birkaç dağ kütlesi ile engebelenmiş, Kızılırmak, Deliceırmak ve kolları tarafından yarılmış dalgalı bir düzlüktür. Bu plato üzerinde Seyfe Gölü kapalı havzası yer alır. Yükseliği 1500 m’yi aşan dağların sayısı oldukça azdır. İl topraklarının %64.5’i plato, %17.2’si dağlık alan, %18.3’ü ova ile kaplıdır.

Kırşehir “Orta Kuşak Kara Tesirli Sıcaklık Rejimi” özelliğine sahiptir. Ocak ayı ortalama sıcaklığı -0.3 °C’dir. Bu aydan itibaren mevsim sıcaklığına ve iklim özelliklerine bağlı olarak sıcaklık değerleri artmaktadır. Temmuz ayı sıcaklığı 22.8 °C’dir. Temmuz ayından itibaren sıcaklık değerleri düşmektedir. Kırşehir’de iklim özelliğine bağlı olarak gece ve gündüz sıcaklık değerleri arasında oldukça belirgin bir fark vardır.

Kırşehir’de en önemli madenler, demir, flüorit, mermer ve tuzdur. Demir yatakları, Merkez ve Kaman ilçelerinde bulunmaktadır. Flüorit yatakları, Merkez, Çiçekdağı ve Kaman ilçelerinde olup, Kaman ve Çiçekdağı ilçelerindeki flüorit damarlarının bir bölümünde zaman zaman üretim yapılmıştır. Merkez ilçe, Kaman ve mucur dolaylarında oniks denilen mermer yatakları bulunmaktadır. Bu yataklardan zaman zaman üretim yapılmaktadır.

Kırşehir’de ekonomik açıdan önem taşıyan doğal kaynaklardan biri de tuzdur. İldeki en zengin tuz yatakları, Tepesidelik ve Sekili’de bulunmaktadır.

Çiçekdağı ilçesindeki 60 bin ton rezervli linyit yatakları, maliyeti yüksek olması nedeniyle faal değildir. Tuğla-Kremit hammaddesi ise Çiçekdağı ve Akçakent ilçelerinde bulunur.

Kırşehir’de sayılanların dışında, amyant, antimon, alüminyum, altın, bakır, boraks, baryum, çinko, grafit, gümüş, krom, kurşun, kuvarsit, manganez, mika, taşkömürü, uranyum, volfram, kükürt ve zımpara taşı gibi madenler de mevcuttur.

Dağları:
Merkez: Kervansaray Dağları, Kargasekmez Dağları, Cemele Dağları, Naldöken Dağları, Hüyüklü Dağları, Emirburnu Dağları ve Obruk Tepesi.

Kaman: Baran Dağları, Aliöllez Dağları, Toprakkaya Dağları, Buzluk Dağları.

Mucur: Armutlu Dağları, Büyük Uyuklu Dağları, Kırlangıç Dağları, Kızıldağ, Köpekli Dağları.

Çiçekdağı: Çiçek Dağı.

Ovaları:
Malya Ovası, Çoğun (Çuğun) Ovası, Güzler Ovası, Hamamözü Ovası, Değirmenözü, Acıöz, Maniöz Ovaları.

Vadileri:
Kırşehir Kılıçözü Vadisi, Kaman Kılıçözü Vadisi, Deliceırmak Vadisi

Akarsular:
Kızılırmak, Kılıçözü (Kırşehir) çayı, Kaman Kılıçözü çayı,  Deliceırmak

Göller ve Barajları:
Seyfe Gölü, Karaova Barajı, Obruk Gölü, Hirfanlı Baraj Gölü, Çuğun Baraj Gölü, Kültepe Barajı, Sıddıklı Barajı.

Kırşehir’in Kısa Tarihçesi

 

Yapılan araştırmalar ve arkeolojik kazılar Kırşehir’in yerleşim bölgesi olmasının M.Ö. 3000 yıllarında başladığını göstermektedir. Kışehir’deki höyüklerden elde edilen çanak-çömlek parçaları, bu döneme ait bilgiler içermektedir. 1930’lu yıllarda Türk ve İtalyan arkeologlar tarafından Merkez İlçe’ye bağlı Hashöyük’te yapılan arkeolojik kazılar, M.Ö 3000’e ait çanak-çömlek kalıntılarını ortaya çıkarmıştır. Kırşehir’in adının eski çağlarda “Parnassos” ya da “Makissos” olduğu bilinmektedir. Hititler döneminde Kırşehir havzasına “Ahiyuva” ülkesi denilmektedir. Rama ve Bizans döneminde ise “Kapadokya” olarak anılmıştır. Kapadokya Kralığı, Roma İmparatorluğu’nun hakimiyetini tanımış ve Roma İmparatorluğu da Kapadokya Krallığı ile birlikte Kırşehir yöresini de kendine bağlamıştır. M.S. 395 yılında Roma İmparatorluğu Batı ve Doğu olarak ikiye bölününce, bütün Anadolu gibi bu bölge de Doğu Roma’nın (Bizans) olmuştur.

Bizans döneminde Makissos, daha sonra da Justinianapolis adıyla anılan Kırşehir’i aynı yüzyılda yaşayan tarihçi Prokopios’un verdiği bilgilere göre Justinianus, Kırşehir’i yeniden imar ederek kent durumuna getirmiştir. 647 yılında Emevi devletinin Şam Valisi Muaviye, Kayser, ve Kırşehir bölgelerini işgal etmiştir. Kırşehir merkezine bağlı Taburoğlu köyü yakınlarındaki Üçayak Kilisesi, Kaman Temirli’deki Kilise, Mucur Aksaklı ve Aflak köylerindeki Kaya Kiliseleri, Derefakılı Kiliseleri, Mucur Manastır ve Keşiş sarayı, Bizans dönemine ait mimari kalıntılardır. Kırşehir civarında da Bizans dönemine ait kandiller, takılar, sırlı mavi ve sarı renkli seramik eşyalara rastlanmıştır.

1071’den sonra Anadolu toprakları Türkler’e açılınca, Kırşehir’in Türk tarihine katılma dönemi başlamıştır. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, kent ve çevresini Anadolu Selçukluları’na bağlamıştır. 1402 yılında Osmanlılar Ankara Savaşı’nda Timur’a yenilince Kırşehir ve yöresi, Karamanlılar’a verilir. Çünkü bu savaşta Karamanlılar Timur tarafında yer alıp, onu desteklemişlerdir. Fatih Sultan Mehmet’in Karamanlılar’ı yenmesinden ve Yavuz Sultan Selim’in  Dulkadiroğulları’nı tarihten silmesinden sonra Kırşehir, Osmanlılar’ın egemenliğine geçmiştir.

Anadolu’da Osmanlı egemenliğinin kesin olarak kurulmasından yani Fatih Sultan Mehmet’in Anadolu Türk birliğini sağlamasından sonra Kırşehir’de Celali isyanları dışında XIX. YY’ın sonlarına kadar kayda değer önemli olaylar görülmez. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda Ahiliğin büyük rolü olmuştur, Yeniçeri Ocağı’nın kuruluşu sırasında Hacı Bektaş-ı Veli’nin etkileri görülmüştür. Yeniçeriler, Hacı Bektaş’ı “pir” olarak kabul etmişlerdir. Katip Çelebi Seyehatname’sinde; Kırşehir için “havası güzel bir sahrada kurulduğunu, üzerinde bir kalesi bulunduğunu” yazmaktadır. 1527’de Hacı Bektaş-ı Veli’nin torunlarından Kalender Çelebi, Ankara – Kayseri yöresinde ayaklanmıştır. Bu ayaklanma büyüyünce Kanuni Sultan Süleyman, Sadrazam İbrahim Paşa komutasında bir orduyu 1528’de Kırşehir yöresine yollamıştır. 1560’lı yıllara gelindiğinde Anadolu’da yoğun bir kargaşa daha yaşanmıştır. Halkı zorla soyan Hakibe Sührap adlı eşkıyaları cezalandırmak için Kanuni, kırşehir Beyi Memiş Bey’e emir vermiştir.

Kırşehir, Anadolu “ahlaki” denen tasavvufi esnaf teşkilatının en mühim merkezlerinden biri olması ile 14.asırda oldukça gelişmiştir. Meşhur Ahi Evran Kırşehir’e yerleşmiş, Mevlevi tarikatı gelişmiş ve büyük mutasavvıf ve Türk şairi Aşık Paşa burada yaşamıştır. Bu asır Kırşehir, müstesna bir kültür ve ilim merkezi olmuştur.

I. Dünya Savaşı bittiğinde, Osmanlılar savaşta yenilince, savaşın galipleri, Anadolu’yu bölgelere ayırıp, istila etmeye başlamışlardır. Osmanlı sultanları, saltanatlarını sürdürmek için her şeye göz yummuşlardır. Ama halk istilacılara karşı savaşıp, bağımsızlığı kazanma inancındadır. Bu görüşü savunanların başında Mustafa Kemal Paşa gelmektedir.

Kırşehir, bu tarihi yol ayırımında, Mustafa Kemal Paşa’nın yanında yer alır. Gerek yiyecek-giyecek, gerek para ve gerekse asker olarak tüm gücünü Paşa’nın emrine verir. Kurtuluş Savaşı sona erdiğinde,Kırşehirli her aile, ya birkaç şehit vermiş ya da her evde birkaç gazi kalmıştır. 19’uncu yüzyılın ikinci yarısında Kırşehir Sancağı, Ankara vilayetine bağlanmıştır. Cumhuriyet döneminde il merkezi olur. 1954’te ilçe merkezi olarak yeni kurulan Nevşehir işine bağlanırsa da 1957 yılında yeniden il statüsüne kavuşur.