• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/2433443823537106/?multi_permalinks=2451325328415622&notif_id=1574335095257990&notif_t=feedback_reaction_generic
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi79
Bugün Toplam154
Toplam Ziyaret100196
Takvim

 

                            

    • EKİN ZAMANI OKUL MÜZELERİ
    • Mimar Sinan İlkokulu

Coğrafi Yapısı ve Tarihi

 

 

Coğrafi Yapı

Bitki Örtüsü Bayburt'un bitki örtüsü Erzurum,Erzincan ve Gümüşhane illerinin bitki örtüsü gibidir. İklim yönünden bulundukları iklim kuşağının özelliklerini taşırlar. Bilindiği üzere iklim özellikleri, bitki örtüsü üzerinde etkili olmakta ve ayrıca bitkileri gelişiminde rol oynamaktadır.

Gümüşhane'nin Trabzon ile olan sınırlarının Güney ve Güneydoğu bölgelerinde bulunan ormanlar hariç tutulursa Erzurum,Erzincan ile Bayburt'un bulunduğu bölgede,dağ yamaçları ve daha yüksek yerlerdeki orman kalıntıları bitki örtüsünün insan eliyle çok eski dönemlerden beri, yok edildiğini kanıtlıyor.

Çoruh vadisinden daha aşağılara doğru İspir ve Yusufeli ilçeleri yörelerinde çam ormanlarına rastlanmaktadır.İlk baharda dağlık kesimler ovalar ve yüksek platolar doğal çeşitli çiçek türlerini kaplayan otla örtülür,çayır ve meralarda kış ve yavşan cinsinden oluşan tabii örtü ile su kenarlarında görülen kısa çayır türleri,Düğün çiçeği ve Baklagil çeşitleri ile kaplanmış alanlar göze çarpmaktadır. Yağışların azlığına ve hayvan sürülerin yoğunluğuna bağlı olarak doğal bitki örtüsü kısa zamanda ve yaz ortalarına doğru yok olmakta veya sararmakta olduğundan Bayburt ovası genel görünümü ile bir step niteliği kazanır. Bütün bu olumsuz yönleri ile bitki örtüsünün büyük çapta erozyon olaylarını önleyemeyişi nedeniyle, Bayburt çevresindeki yüksek dağların devamlı aşınmakta olduğu bir gerçektir. Gümüşhane ile Bayburt'un çevresindeki hayvan türleri yönünden oldukça fakir sayılır. Bayburt'un yüksek dağ köylerinde Ayı,Yaban keçisi, tilki dağ keçisi daha aşağı bölgelerde ve bilhassa Çoruh nehri vadisinde yer alan yöre halkınca bük adıyla tanımlanan çalılık ve meşelik yaban domuzu,ördek,toy ve kırsal bölgelerde ise keklik ve tavşan gibi av hayvanlarına rastlanmaktadır.

Çoruh nehrinde iri sazan ve yayın balıkları da avlanabildiği gibi Çoruh'u besleyen büyük akarsularda, {kop, masat, otlukbeli, yoncalı} vb. Alabalık avlanabilmektedir.1899 yılında basılan Erzurum vilayet isal namesi yıllığında Bayburt'un ormanlık bölgeleri şöyle anlatılıyor Bayburt ilinin çeşitli yönlerinde demir kaş {burnaz}kop ve masat ve yayla pınar {lusunk}koç bayırı{pörge}ve akkaya adı verilen köy ve mahallerde,sık ve seyrek ve 100,000dönüm alanındaki bir araziyi kaplayan pelit ve kavak ve bazı çam ağacı türleri mevcut olup bunlar Bayburt ve Erzurum'a diğer yakın yerlere nakledilip kullanılmaktadır.' Burada YY önceki varlığından söz edilen 100,000 dönümlük pelit,kavak ve çam ormanları halkın ihtiyaçlarını karşılayabilmesi bakımından başka kaynaklara sahip olmadığı düşünülürse daha da azalmış ve devlet eliyle büyük çaplı bir ağaçlandırma faaliyeti yürütülmediği için,git gide yok olmaya mahkum olmuşlardır. Halbuki Evliya Çelebi seyahat namesi'nde ve 1647y'da daha yukarı kesimlerdeki çam ormanlarından kesilen ağaçların Çoruh nehri'nin sularına bırakılarak Bayburt'a kadar nakledildiği yazılıdır. Bu ağaçların elde edilen kerestenin Bayburt'un eski bir çok evlerinde kullanıldığı ve Bayburt civarındaki ormanlarından elde edildiği anlatılmaktadır. 1960 sayısına göre Bayburt'un 30 köyünün orman kenarında kurulmuş olduğu ortaya çıkmıştır bu köylerin civarında orman olarak adlandırılacak 50,000 ila 60,000 dönümlük bir bölge vardır. Diğer yörelerde ise koruluk ve bataklık gibi ağaçlıklar göze çarpmaktadır.

Ecdadımız yaşadıkları yörelerde,arazi şekillerine bakarak coğrafi özelliklere iklimlere,akan sulara ve sonuç olarak önemli gördükleri herşeye bir isim vermekte çok isabetli davranmışlardır örneğin sarı çiçek yaylası, kızlar meydanı,rüzgarlı bayır, akkaya, korkudere,tepebaş, kanlıyamaç taşlı tarla v.b. Geniş çam ormanlarının çevrede çok olduğu ünlü bilim adamlarımızdan Şemseddin Sami'nin kamus'u alam büyük dünya sözlüğü adlı eserinde şu şekilde ifade edilmiştir. Bu dağların ekser cihetleri, vasi ormanlarla mestur olup çam, meşe,kavak pelit,kökler ardıç ve sair ağaçları havidir.

Bunlardan anlaşılıyor ki Bayburt çevresi o zamanlar bitki örtüsü yönünden hiç de fakir değildir. 

İklim

Bölgenin coğrafi yapısı, Doğu Anadolu'nun soğuk ve kurak iklim kuşağı içinde ilin büyük bir kısmının bulundurmakta ve diğer taraftan az bir kısmının ise daha nemli ve yağışlı Karadeniz iklim kuşağının etkisi altında tutulmaktadır Büyük iklim değişiklikleri göstermesine neden olan bu coğrafi yapı Anadolu'nun başka bölgesinde mevcut değildir.

Bayburt ovasının kuzeyinin kaplayan SOĞANLI DAĞLARI. Karadeniz nemli havasını ve yağmurunu ovaya taşıyan yağmur bulutlarının Güneye inmesine bir set teşkil ettiği için bölgede yağış oranları tatminkar olmaktan uzaktır Ancak ilkbaharda ovaya düşen yağmur miktarı normalin üzerinde görülür ise de bu Nisan yağmurlarının, kırkikindi yağmurları adı ile bölgenin yalnız belirli bir mevsimde yününü güldürür .Buna rağmen Bayburt Ovasının bereketi verdiği mahsulün Kuzey-Doğu Anadolu da ona benzer,bir başka ovada {pasinler Ovası hariç}görülmez.

ÇORUH nehrinin Yaz mevsiminin kuraklığını gideren ve ovaya ince bir nem örtüsü ile buğu halinde inen bir özelliği vardır. Bayburt ovası Çoruh Nehri üzerinde yapımı kararlaştırılan barajlar ve sulama tesisleri ile sulandığında hem verimi artacak ve hem de iklim üzerinde etkili olacaktır .Bayburt'ta yarım yüzyıllık meteorolojik ölçümler göz önüne alındığı zaman görülür ki yağış ortalaması yılık olarak 438mm ve yağışlı geçen gün sayısı ise 90,100 gün civarındadır.

Bayburt'tan kuzeye doğru gidildikçe Soğanlı Dağları'nın yağış miktarını daha azaldığı görülür. Çünkü Kuzeyden ve Kuzey-Batıdan gelecek olan yumuşak iklimin etkisini bu dağlar en az düzeye indirmektedir.

Mevsimlerin normal süreleri de iklimin etkisi altındadır Soğuk,kar,tipi gibi kış mevsimine has olan afetler,devamlılıkları ölçüsünde,bölgedeki canlıların ve ekonomik hayatın sarsıntılar geçirmesine neden olabilir. Bayburt -Trabzon yolundaki Zigana ve Bayburt - Erzurum yolu üzerindeki Kop geçitleri daha önceki dönemlerde yaşanan kış mevsimlerinden sık,sık kapandıkları için Bayburt halkının uzun süreler bu illerle bağlantısı kesilmiştir. Bugün ise teknik imkanlar ve yol bakımları karla kaplanan bu geçitleri hemen hemen her zaman trafiğe açık tutmaktadır

Doğa

Bayburt yüzölçümü ve nüfusu itibariyle Türkiye'nin en küçük illerinden biridir. Doğu Karadeniz sıradağlarının hemen güneyindeki Çoruh vadisinde yer alır. Kuzeyde Trabzon ve Rize ile doğuda Erzurum güneyde Erzincan ve batıda Gümüşhane illeri ile komşudur. İl 3652 km kare yüzölçümüne sahipdir.

Bayburt'un engebeli arazisinin jeolojik yapısı oldukça karışıktır. Kuzeyde ve Doğuda Soğanlı dağlarının güney kesimlerindeki küçük alanlarda bol fosil bulunmaktadır. İlin yer altı zenginlikleri arasında gümüş,bakır,kurşun,çinko karışımı damarlar ile linyit rezervleri bulunmaktadır.

İlin toplam alanının %45'i dağlardan oluşur. Bayburt'u Karadeniz'den ayıran sıradağlar batıdan doğuya sırayla Zülfe (2750m.)Kemer (2856m.) Soğanlı (2750 m.),Haldizen (3000 m.),Kırklar (3350 m.)dağları. Güneyde sıralanan dağlar ise Çavuşkıran (2850m.),Kop (2600 m.),Çoşan (2963 m.), Sarıhan (2400 m.),Otlukbeli (2520 m.) ve Pulur (2300 m.) dağlarıdır. Bu iki dağ silsilesinin arasında Çoruh ırmağı akmaktadır. Çoruh'un ana kaynağı Mescit dağlarından gelmekte ve il sınırlarına Güneydoğudan girmektedir. Bu ana kol Masat vadisinde Maden bucağı yakınlarında Kop suyu ile birleşir. Irmak burada geniş bir alana yayılmış olup, Bayburt ovasının oluşumuna ve taşıdığı alüvyonlarla sulu tarıma olanak sağlar . Bayburtdan geçmeden önce civarındaki bir çok derenin de suyunu topladığından şehrin içinden oldukça coşkulu bir biçimde akar . Kale tepesi ile Duduzar tepesi arasında derin bir vadi oluşturduktan sonra Kale ardından yine düz bir biçimde devam eder. Düzeker ovasında ırmağın diğer önemli bir yan kolu olan Değirmencik suyunu alır. Daha sonra dirsek yaparak Çoruh ırmağı derin Çoruh vadisine girer. Doğuya doğru akışına devam ederek ili terk eder.

Dağlarla çevrelenen ve ortasında akan Çoruh ırmağının kollarıyla parçalanan Bayburt ovasına yaklaşık 900 km kare civarındadır ve dört önemli bölümden meydana gelir. Batıda yer alan Mormuş düzlüğü kuzeyde Aydıntepe ovası kuzeydoğuda Değirmencik kesiminde yer alan Düzeker ovası ve güneydoğu bölümünde Keçevi düzü 1500-1700 m. Arasında yüksekliklere sahip ovalardır.

TARİHÇE

Mevcut kaynaklara göre Bayburt Şehrinin tarihi M.Ö. 3000’ li yıllara kadar uzanmaktadır.

Şehir Azziler tarafından kurulmuştur. Bayburt M.Ö. 770-665 yılları arasında Kimmer ve İskitlerin akınlarına uğramıştır. Daha sonra bölgeye Haldiler hakim olmuştur. Kısa bir süre Med’lerin eline geçen bölge daha sonra Pers hakimiyetine girmiştir.

Şehir Azziler tarafından kurulmuştur. Bayburt M.Ö. 770-665 yılları arasında Kimmer ve İskitlerin akınlarına uğramıştır. Daha sonra bölgeye Haldiler hakim olmuştur. Kısa bir süre Med’lerin eline geçen bölge daha sonra Pers hakimiyetine girmiştir.

Xenophan, Anabasis adlı eserinde Bayburt’tan büyük, kalabalık ve zengin bir şehir olarak bahsetmektedir. O zamanki adı Gymnias olan Bayburt bir İskit şehridir. İskitler bizim saka olarak tanımladığımız Türklerdir. Bayburt yaklaşık olarak 5000 yıllık bir Türk şehridir.

M.Ö.2 Y.Y. dan itibaren Pontus krallığına bağlı olan Bayburt M.Ö. 40’lı yıllarda Roma hakimiyetine girmiştir. Urartular tarafından yapılan Bayburt Kalesi Roma İmparatoru Justinianus döneminde onarım görmüştür. M.S. 705 yılında Emevilerin eline geçen Bayburt 715 yılında Bizanslılar tarafından geri alınmıştır. 850 yılından sonra Türklerle Bizanslılar arasında sürekli savaşlara sahne olan Bayburt, artık Müslüman Türklerin yerleşmeye başladıkları bir yer olmuştur.1048 yılına gelindiğinde bölge artık yoğun Türk nüfusuyla meskundur. 1054 yılında Bayburt Selçuklular tarafından fethedilmiştir. 1081 yılında Bayburt Selçuklu Devletine bağlı olan Saltuk oğullarının ve ardından Mengücek oğullarının egemenliğine girmiştir. Daha sonra Danişmentlilerin , ondan sonra da Bizanslıların eline geçen Bayburt’u Trabzon Valisi Teodor Gabras geri alarak kendi egemenliğini ilan etmiştir. Bayburt Moğol istilasıyla büyük bir yıkıma uğramıştır. 60.000 kadar Türkmen kitlesinin yerleştiği Bayburt Bölgesinden , 1000 kadar Türkmen bölgeye zarar veriyor gerekçesiyle Denizli taraflarına gönderilmişlerdir. Anadolu Selçuklu Sultanı Süleyman Şah’ ın kardeşi Mugusiddin Tuğrul Şah 1200 – 1230 yılları arasında Bayburt kalesini yeniden yaptırırcasına tahkim ettirmiştir.

Bayburt Kalesine Çin-ü Maçün kalesi de denilmektedir. Bunun sebebi kalenin Batı ve Güney dış yüzeylerinde tezyinat olarak mor firüze çinilerin kullanılmış olmasıdır.

Bayburt 14. Y.Y. da Akkoyunlu Devletinin kuruluş ve tarih sahnesine çıkış yeri olmuştur. Akkoyunlu İdaresi 17 Ekim 1514’ te Yavuz Sultan Selim’ in veziri Bıyıklı Mehmet paşa’nın Bayburt’ un fethiyle görevlendirilmesine ve fethin gerçekleşmesine kadar sürmüştür. Fetihten sonra Osmanlılarca Sancak Merkezi yapılmış Erzurum, Tekman ve İspir Bayburt’a bağlanmıştır.Bayburt’ ziyaret eden Evliya Çelebi Fatih’in 3000 Tireliyi Bayburt’ta iskana mecbur ettiğini yazmaktadır.

1828 yılında Ruslarca işgal edilen Bayburt Serasker Osman Paşanın topladığı kuvvetlerle Rusları Aydıntepe’ de büyük bir bozguna uğratmıştır. Ancak daha sonra takviye kuvvetlerle geri dönen Ruslar , Serasker Osman Paşayı Kelkite kadar geri çekilmek zorunda bırakmışlardır. Ruslar Aydıntepe’ de yenilmenin etkisiyle Bayburt’u yakıp yıkmışlardır. Fransız gezgin Texie Rusların bu tahribatını anlatmaktadır. Bu işgalin acısı Bayburt’lu Zihni’ nin ünlü koşmasında dile getirilmektedir.

Vardım ki yurdumdan ayağ göçürmüş,

Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı,

Camlar sikeşt olmuş, meyler dökülmüş,

Sakiler meclisten çekmiş ayağı.

Rus işgali Ekim 1829 yılına kadar devam etmiştir. Kale içindeki mahalle bir daha onarılamayacak ve içinde yaşanamayacak şekilde tahrip edilmiştir. 1. dünya savaşında Rus kuvvetleri 2 Mart 1916 tarihinde Kop’ a varmışlar, burada Türk Askeri ve Bayburt halkı büyük bir direnme göstermiş ve bu savunma tarihe “2.Plevne Savunması” olarak geçmiştir.

16 Temmuz 1916 da Bayburt’a giren Rus Kuvvetleri ve onların işbirlikçisi Ermeniler halka pek çok zulüm yapmışlardır. Ermeniler 1918 yılının Şubat ayında yüzlerce Bayburtluyu Taş mağazalara doldurmuşlar ve diri , diri yakmışlardır. Bayburt bu işgalden 21 Şubat 1918 tarihinde kurtulmuştur. Bu işgal esnasında muhacir olarak Anadolu’nun iç kesimlerine giden Bayburtlular kurtuluşla birlikte yurtlarına geri dönmüşlerdir.

Çorumdan dönenler Çorumda gördükleri Saat Kulesinin bir örneğini de Bayburt’ta yaparak Türkiye Cumhuriyetinin 1. kuruluş yıl dönümü olan 29 Ekim 1924 yılında hizmete sokmuşlardır. 1927’ ye kadar Erzurum’ a bağlı olan Bayburt bu tarihte Gümüşhane’ye bağlandı. 21.06.1989 tarihinden itibaren 3578 sayılı yasa ile il statüsüne kavuştu. BAYBURT ADININ KAYNAĞI

Şehrin bu gün bilinen isminin Ortaçağ Ermeni kaynaklarında; Payberd, Bizans kaynaklarında ; Payper , Baberd, Paypert. XII. Yüzyıl sonlarında bu bölgeden geçen Marko Polo’ nun seyahâtname’ sinde ; Painpurth, Baiburt. Arap kaynaklarında ; Bâbirt, II. Mesud adına 1291’ de basılan bir parada Baypırt. Akkoyunlu tarihinden bahseden çağdaş eserlerde Pâpirt şeklinde geçen kelimenin son hecesi Berd’ in “yüksek kale” anlamına geldiği bilinmekteyse de ilk hecesine bir mana verilememektedir. 1647 yılında şehri ziyaret eden Evliya Çelebi Bayburt adının zengin manasına gelen “Bay” belde manasına gelen “yurt” gibi iki kelime ile izah eder. Osmanlı dönemine ait kaynaklar ise ismi bu günkü söylenişine uygun olarak Bayburt şeklinde kaydederler.