Minyatür; öykü, olay ya da bilgilerin resim diliyle tasvir edilmesi sanatıdır. Osmanlı döneminde “nakış” veya “tasvir” olarak anılan bu sanatı icra edenlere nakkaş, müsavvir, minyatür sanatçısı, tasvir sanatçısı veya şebihnüvis denilmektedir.
Tarihsel süreç içinde farklı bölgelerde farklı ekoller halinde gelişen minyatür sanatı, İslamiyet ile birlikte yeni bir çehreye kavuşmuş, el yazması kitapların içine nakş edilen minyatürler yaygın görsel ürünlerden biri haline gelmiştir.
Osmanlı minyatür ekolü, yüzyıllar içinde gelişen ifade ve anlatım ilkelerine İmparatorluk coğrafyasının kültürel çeşitlilik ve çoğulculuğunu da katarak farklı bir tasvir dili yaratmıştır. 19. yüzyıldan itibaren bu sanatın uygulandığı yerler çeşitlenmeye ve minyatürler duvarlara, tuvallere, ahşap, çini ve deri gibi materyaller üzerine daha yaygın bir şekilde uygulanmaya başlanmıştır.
Nakkaşlar, resimlerini aherlenmiş yani yumurta akı ile cilalanmış ve resimler için boşluk bırakılmış kağıtlara yaparlar. Kullanılan malzemeler genellikle kuş teleklerinden elde edilen ve “kalem” denilen fırçalar ile organik boyalardır. Günümüzde endüstriyel boya maddeleri ve malzemeleri de kullanılmaktadır.
Nakkaş, pamuktan yapılmış bir tabaka has kağıt alarak bunu bir mermer üzerine yayar ve genellikle fildişinden yapılan bir cisimle bu kağıdı düzleştirerek parlatır. Daha sonra yapacağı şekillerin boyutlarını belirleyip kağıt üzerine bunların taslağını çıkarır. Çini mürekkebi ile şekillerin kenar çizgilerinin üzerinden geçilir ve figürler canlılığını uzun süre koruyan kökboya ile renklendirilir.
Minyatürde işlenen konular arasında manzaralar, sarayda yapılan tahta çıkma, sünnet, düğün gibi törenler ile av sahneleri yer alır. Minyatürler, döneminin günlük yaşamı, kıyafetleri ve ritüellerine ilişkin bilgi verir ve bu açıdan tarihi belge niteliği taşırlar.
“Minyatür Sanatı” 2020 yılında Azerbaycan, İran, Türkiye ve Özbekistan adına UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesine kaydedilmiştir.