Kaynak Kişi: Yozgat, Merkez, Muhsin YILDIRIM,
25-30 yıl öncesinde Tol Çarşı içinde bakırcılar bulunmaktaydı. Ancak bugün için birkaç kişiyi geçmeyen bakırcılık malesef unutulmaya yüz tutmuştur. Daha önceki yıllarda çarşıya plakalar halinde gelen bakır malzeme ustalar tarafından istenilen veya ihtiyaç duyulan mutfak veya benzeri eşyalara dönüştürülürdü. (Helke, kazan, tas, tepsi, leğen, sahan, sini…vb.) Bakır levhalar istenilen eşyanın büyüklüğüne göre kesilip önceleri ayakla çalıştırılan ve daha sonraları motorlu olanları çıkan körüklerin kor hale gelen ateşle iyice ısıtılıp tokmaklara örs üzerinde dövülerek istenilen hale getirilirdi.
Günümüzde bakır işlemeciliğinde de gümüşte olduğu gibi işlenmiş ve yapılmış olarak gelen hazır kaplar veya eşyaların satışı yapılmaktadır.
Yozgat’ta evlilikler görücü usulü veya gençlerin karşılıklı anlaşması şeklinde olur. Her iki durumda da evlenecek kız ve erkeğin rızası ön koşuldur.
Görücü Gitme: Köylerde evlenme görücü usulüyle olur. Oğlanın anası babası alınacak kızı tanırlar. Yine de usulen görmeye giderler. Buna “ağız yoklama” denir. Kesin karar verilirse, sıra dünürcü gitmeye gelir. Yakın akrabalar da kız evine gidip gelerek işi yapmaya çalışırlar.
Dünür Gitme: Beğendikleri kızı oğluna almak isteyen aile iki yakın akrabasını da yanlarına alarak kız evine giderler. Buna “dünürcü gitme” denir. Dünürcü kişiler hal hatır sorup konuştuktan sonra “Allah’ın emri Peygamberin kavliyle” kızı oğullarına isterler. Kız evi kızını verecek olsun olmasın düşünmek için süre ister. Bu tür işler akrabalara danışılmadan yapılmaz. Bu danışma usuldendir. Akrabaların gönlü alınır. Asıl karar anne ve babanındır. Dünürcüler, kız evine tanınan süre bitince tekrar giderler. Kız tarafı kararını açıklar. Karar olumluysa erkek tarafının önceden haberleri olur. Hocayı da götürmüşlerdir. Hoca dua eder. Çay ya da kahve içilir. Buna “bitirim dünürlüğü” denir.
Nişanda Karar Kılma ve Son Hazırlıklar: Bitirim dünürlüğü sırasında nişan günü kararlaştırılır. Nişan günleri genellikle Perşembe veya Pazar günleridir. Nişan gününe yakın bir gün alış veriş yapılar. Buna “kayıt görme” denir. Nişanlanacak kıza bir kat elbiselik; başına taç, tel, eldiven, mum, parmağına takılmak üzere beklik adı verilen yüzük alınır. Ayrıca kız yakınlarına birtakım hediyeler alınır. Bu hediyelere de “yolluk” denir.
Nişana Çağrı: Kararlaştırılan nişan gününün eşe dosta duyurmak için bir kadın ve bir erkek davetçi olarak görevlendirilir. Davetçiler, orta yaşlı, bu işi bilen, kimin nişanı olacağını anlatan, nişanlanacak kızın görümcesi ya da kaynıdır. Nişana çağrılan misafirler önce erkek evine gelirler. (Kadın ve erkekler ayrı odaya alınırlar) “Gözün aydın, efendi Allah hayırlı, uğurlu etsin” diyerek anne ve babayı kutlarlar. Anne ve baba da “Allah razı olsun, darısı sizin çocuklarınıza olsun”, derler. Bu arada davetçi kadın genç kızları evin avlusuna toplamıştır.
Kız Evine Gidiş: Bu sırada oğlan evinde yağlı çörekler yapılmış, tavuklar, kazlar kesilmiştir. Bunlar halı heybenin gözüne konur. Alınan yolluklar da tepsi üzerine veya heybeye yerleştirilir. Kız evine de ‘hazır olun, nişancı geliyoruz’ diye haber gönderilir. Nişanlanacak kıza takılacak takılar sininin üzerinde de üzüm, lokum, sigara, kına, şeker, çerez konulur. Bu sinileri iki kadın başlarının üzerinde taşıyarak götürürler. Bu kalabalığı yine kız evinde kendi akrabaları karşılar. Kız evine giderken davul zurna ya da herhangi bir çalgı eşlik eder. Kız evinin odasına oğlan evi şerbete geliyor diye haber salınır. Oğlan evinden iki kişi şerbet almaya gelir. Bir helke şerbet odaya, iki helke de nişanın takılacağı avluya, sini üzerindeki çerezlerle birlikte verilir. Birkaç gün sonra da kız evi oğlan tarafına çerez, meyve, yemeni, mendil, gömlek, atlet vs. gönderir.
Baş Övme: Nişanlanacak kız emsalleri tarafından getirilerek bir sandalyeye oturtulur. Yönü kıbleye çevrilir. Orada bulunanlardan ehil bir kadın (baş övücü) eline bir tef alarak gelinin görümcelerini oyuna kaldırır. “Baş öven” bir türkü söylerken kıza da kına yakılır.
Baş Övme Türküsü: Elimi soktum astara Elimi kesti testere Mevlam şirinlik göstere Kız anam, kınan kutlu olsun Yarinin ağzı tatlı olsun Kurdular düğün aşını O döver kızın başını Çağırın kızın gardaşını Kız anam, kınan kutlu olsun Yarinin ağzı tatlı olsun Biner atın iyisine Çıkar yolun kıyısına Çağırın bey dayısına Ayrılık anam ayrılık Ayrılık eşim ayrılık Atımın kuyruğu seçek Sineme vurdun bıçak Ayrılık günlerim gerçek Ayrılık anam ayrılık Ayrılık eşim ayrılık
Gelin Alma: Gelin evden çıkarılırken kırmızı bir kuşak beline bağlanır. Kuşağı kızın erkek kardeşi, yoksa babası bağlar. Buna kuşak bağlama denir. Gelin kız evinden baş yenge tarafından kızın anne veya babasından teslim alınır ve arabaya bindirilir. Gelinlik, Pazar günü sabah oğlan ve kız tarafının genç kızlarınca giydirilir. Gelinlik ve duvak, kızın başının etrafında üç defa döndürülür, dua okunarak giydirilir. Gelinlik giyildikten sonra sağdıç, gelini ve kız tarafının genç kızlarını berbere götürür.
Çeyiz Asma: Düğünden 15 gün önce kız evi ve kız tarafından yapılmış olan el işleri kız evinde serilir. Bir hafta kadar eşyalar evde komşular, akrabalar ve oğlan tarafınca görülür. Buna çeyiz asma denilir.
Kekil ve Kına: Perşembe günü mani ve ilahilerle gelinin kekili kesilir. Cuma günü geline kına yakılır ve kurulan yeni yuvanın bereketli olması için gelinin avucuna para, altın ve ya buğday konur. Cuma günü kına gecesi yapılır. Kına gecesi bittikten ve misafirler dağıldıktan sonra gelinin çok yakınları tarafından ayağına kına yakılır. Ayağa kına yakıldıktan sonra kızın ayakkabısının altına, kısmetleri açılsın diye, bekar arkadaşlarının isimleri yazılır.
Düğünlerde Bayrak: Düğün Perşembe günleri bayrak kaldırma ile başlar. Uzunca bir direğe “T” şeklinde bir ağaç çakılır. Bu ağacın bir ucuna kırmızı, bir ucuna yeşil ipek bez bağlanır. Bezlerin üst kısmına elma veya soğan takılır. Yeşil bez oğlanı, al bez kızı temsil eder. Buna düğün bayrağı denir. Önce davul zurna çalmaya başlar gençler halay çekerler, daha sonra imam ve yetişkinler dua ederek oğlan evine her yerden görünecek şekilde bayrağı dikerler. Buna bayrak kaldırma denir. Dikilen bayrağı ucundaki elma veya soğanlar çocuklar veya gençler tarafından taşla düşürülür. Gelin oğlan evine inince de dikilen bayrak yıkılır. Bayrağı yıkan kişi kırmızı ve yeşil bezleri alır ve bunları damada verince karşılığında hediye alır.
Bayrak Suali: Köyden köye gelin almaya gidilince kız tarafının delikanlıları ellerinde büyükçe bir Türk Bayrağı düğüncülerin geçeceği yol kenarındaki yüksekçe bir tepeye çıkarlar. Bayrağı çeken kişiye “bayraktar” adı verilir. Köye giren düğüncüler bayrağı görünce arabalardan inerler ve yürüyerek bayrağın altında toplanırlar. Böylece kız ve oğlan tarafı şanlı Türk Bayrağının altında birleşmiş olurlar. Bu sırada bayraktarın soruları başlar: - Nereden gelip nereye gidersiniz? - Hıdırlardan gelip hazırlara gideriz. - Hıdırlar kim, hazırlar kim? - Hazırlar sizsiniz. Hıdırları ne siz bilirsiniz, ne de biz. Bu karşılıklı konuşmadan sonra, çeşitli sorular mani şeklinde sorulur, mani olarak cevaplar alınır. Gelen düğüncülerin yiğit başı soruları bilirse köye girme hakkını elde ederler. Sorular bilinmezse cezasını yiğit başı çeker. Ancak bu cezadan, oğlan tarafının kız tarafı gençlerine vereceği “heybe yolu” ile kurtulmak mümkündür. Bayrak soruları ve yol verme işi tamamlandıktan sonra, düğüncüler öndeki bayrağı takip ederek düğün odasına gelirler. Bayrak soruları oldukça fazladır. Her sorudan sonra orada bulunanlar hep birlikte salavat getirirler.
Gelin Oğlan Evinde: Gelin bindirildiği araba ile mezarlık, türbe veya cami etrafında dolaştırılarak oğlan evine getirilir. Gelin hemen arabadan indirilmez. Kaynana, kayınbaba ve akrabalar tarafından geline çeşitli hediyeler verilir. Genellikle kaynana bir koç veya tosun bağışlar. Diğer yakınlar para ve hediye verirler. Daha sonda evin bahçesinde gelinin geçeceği yerde geline çanak kırdırılır. Genellikle evin bahçesinde geline ve damada nazar değmemesi için üzerlik tüttürülür ve güveyi tarafından çerez ve bozuk para serpilir. Çocuklar koşarak yerdeki çerezleri ve bozuk paraları toplarlar.
Güveyi Verme: Yatsı namazı kılındıktan sonra köyün imamı tarafından damadın yakınları ile birlikte dualarla gerdeğe verilir. Dua bittikten sonra damat babasının ve oradaki büyüklerin ellerini öper. Gençler damadın sırtını yumruklar. Bu yumruklardan, sağdıç damadı korumaya çalışır.