Balıkesir Halk Oyunları zengin bir yapıya sahiptir. Yörede bulunan birçok farklı etnik grup kültür çeşitliliğini ortaya çıkarmaktadır ve bu halk oyunlarına da yansımaktadır. Genel olarak bakıldığında İlde oyunlar daire, düz çizgi ve karşılıklı geçişler şeklinde oynanmaktadır. Yöredeki oyunlar genel halk oyunları türlerinden Zeybek, Güvende, Kaşık Oyunları ve Bengi sınıfına girmektedir.
Balıkesir Yöresinde Günümüzde Oynanan Başlıca Halk Oyunlarının İsimleri:
Harmandalı, İkili Güvende, Toplu Güvende, Bengi, Baydan Nazmiye, Karyolamın Demiri, Akpınar, Hatçam, Azime, Bağ Yüzünün Çamları, Durnalar, Tüllek (İğde Dalı), Demirciler, Ağır Hava, Koca Arap, Kemeraltı, Doğanlar Zeybeği, Sekme,Kayalcanın Taşları
(Yörük Ali), Mendili Oyaladım, Karşılama, Şerifem, Aşağı Yoldan,Tünleme, Mende, Yörük Dağı, Ninna, Suda Balık Oynuyor, Sarı Karınca, Köroğlu, Aldı Dereleri, Koybatın Dereleri, Dursunbeyin Hanları, Şıngır, Edremit Güvende, Yılanı Yılanı, Savaştepe Zeybeği, Bandırmalı Güzelim, Alay Havası, İsmailler Zeybeği, Koca Kuş, Koca Ceviz, Dada Zeybeği, Entarisi Damgalı, Oğlanın Adı Hakkı, Ergama, Sabai Güvende, Tabancalı, Kozak Dağının Çamları, İsmailli, Yanık Hatçem.
Kadınların Oynadıkları Oyun Adları:
Akpınar, Hatçam, Mende, Azime, Durnalar, Demirciler, Tüllek (İğde Dalı), Mendili Oyaladım, Yörük Dağı, Ninna, Suda Balık Oynuyor, Bandırmalı Güzelim, Kozak Oyunu, Entarisi Damgalı, Oğlanın Adı Hakkı, Ergama, Sarı Karınca.
Kadın Oyunlarında Çalgı:
Geleneksel olarak bakır tava,kazan,kaşık ve zilli maşa kullanılmaktadır.
Erkeklerin Oynadıkları Oyun Adları:
İkili Güvende,Toplu Güvende,Bengi,Ağır Hava,Karşılama,Koca Arap,Kemeraltı,
Sekme, Kayalcanın Taşları, Şıngır, Edremit Güvende, Yılanı Yılanı, Savaştepe Zeybeği, Alay Havası, İsmailler Zeybeği, Koca Kuş, Dada Zeybeği, Doğanlar Zeybeği, Aldı Dereleri, Koybatın Dereleri, Sabai Güvende, İsmailli, Tabancalı.
Erkek Oyunlarında Çalgı:
Geleneksel olarak bağlama,davul,zurna veya klarnet kullanılmaktadır.
Yörede oynanan başlıca oyunlar şöyledir
PAMUKÇU BENGİSİ
Yörede ünlü olan oyun çeşitlerinden biridir. Pamukçu Köyü ile bu oyun özdeşleşmiştir. Kelime anlamı “sonu olmayan,ebedi” olan oyunun menşesinde cengaverlik unsuru bulunmaktadır. Benginin kendine has bir çıkış havası vardır. Asıl havadan ayrı olup gezinti şeklindedir. Bengi 8-10-12-15 kişi ile oynandığı gibi, daha fazla kişilerle de oynanır. Bengi’de beş figür vardır. Figür aralarındaki hareketler ise oyunun manasını belirler. Oyunlar daire biçiminde ve soldan sağa doğru oynanır.
Pamukçu yöresinde köy düğünlerinde,bayramlarda ve eğlencelerde İkili Güvende,Toplu Güvende ve Bengi oynanmaktadır. Bengi oyunun yurt çapında tanıtımı için 1975’de Pamukçu Köyü’nde bir dernek kurulmuştur. Dernek faaliyetlerini sürdürmektedir.
İKİLİ GÜVENDE
Murat KARABULUT tarafından derlenen oyun köy düğünlerinde, bayramlarda, Akpınar eğlencelerinde ve sohbetlerde gençler tarafından oynanır.
Sadece iki kişi tarafından oynanan bu oyun oldukça hareketlidir. Belirgin figürleri dönme ve çökmelerdir. Bu oyun boy ve kabileler arasında yapılan mücadelede, iki tarafın en güçlü savaşçılarının karşılaşmasını temsil eder.
Oyuna başlamadan önce müzik eşliğinde kısa bir gezinti yapılır. Yörede bu gezintiye “ Aldırma “ , oyuna başlama haline gelmeye de “ Oyuna Alma “ denir. Baştan sona kadar çökme ve dönme figürlerinden meydana gelen oyun, hızlı tempoda yapılan seri hareketlerle sürdürülür.
TÜNLEME
Sevinç YAŞAR tarafından derlenen oyun bayanlar tarafından düğün ve kına gecelerinde oynanmaktadır. Daha çok Balıkesir ilinin Kepsut ilçesine bağlı Ahmet Ölen köyünde bu oyun görülmektedir.
Oyun kadın ve genç kızların bakır tava ile söyledikleri türkü eşliğinde en az dört kişi veya daha fazla kişi ile kaşıkla oynanmaktadır.
1-Oyun Türküsünün Sözleri:
Sevdiğim aşağıda ben yukarıda savaşam
İzin ver Allah’ım yare kavuşam
Sen benimsin ben seninim ey güzel.
Barış, mezarların kar olmayınca
Girmem evinize yar olmayınca
Bu tepeden o tepeye ev olur
Alem sevdiğine yanar del(i) olur.
2-Oyunun Figürleri :
a) Düz Figür: Figür sağ ayakla nokta yapılarak başlar. Sağ ayak taban basarken sol ayak dizden yukarı çekilir ve sağ ayak üzerinde iki kez sekme yapılır. En son olarak da iki ayağın tabanı yere basılır. Aynı zamanda kollar baş hizasında yanda yukarıya kaldırılır.
b)Geçiş Figürü: Figür sağ ayak nokta yapılarak başlar. Sağ ayak taban basarken sol ayak parmak ucu ile vücut ağırlığı yukarıya çekilir, bu hareket iki kez tekrar edilir. Daha sonra sol ayak taban basarken sağ ayak dizden yukarı çekilir ve bir kez sekme yapılır. Bundan sonra sağ ayak tabanı basılırken sol ayak dizden yukarı çekilir ve iki kez sekme yapılır. En son olarak da iki ayağın tabanı yere basılır. Aynı zamanda kollar baş hizasında yanda yukarıya kaldırılır.
3-Oyunda Giyim –Kuşam:
1-Başa; altta çetki üstte çember (Allı bez-Karanfilli bez )
2-İçe; Dokumadan göynek yada dokuma olmayan fistan
3-Üstte; Kaftan ( Üçetek )
4-Yakalık
5-Zıbın
6-Kemikli bağ
7-Şal ( Arkalaç )
8-Peşkir
9-Yün çorap
4-Oyunda Aksesuar : Kaşık.
BALIKESİR GELENEKSEL GİYSİLERİ
a)Kadın Giysileri: Baş giyiminde ilk al bez başa sarılıp uçları başın üst kısmına gelecek şekilde bağlanır.Al bez Yörüklerde ipek veya saten kumaştan olup,başın arkasına gelecek kısmı pul ve boncuklarla işlenmiştir.Kenarları yeşil şeritli boncuk,pul ve karanfillerle oyalanmıştır.Al bezin üzerine alın bezi bağlanır.Yörüklerde alın bezinde hakim renk çoğunlukla siyahtır.Bezin kenarları boncuk ve pullarla işlidir.Türkmenlerde ise al ve yeşil olmak üzere iki renk vardır.Başta öne ve arkaya gelecek olan bölümlerin ortaları ve uçları pullarla işlidir.
Üst bedene göynek/gömlek giyilir. Kadın gömleklerinin boyu ayak bileğine kadar uzun,Yörüklerin yaşadığı bazı dağ köylerinde ise diz altında ön ve arka beden bütün halinde kesilir. Gömleklerin etekleri dize kadar çepeçevre kırmızı ve mavi yün iplerle işlenir. Yakası göğüse kadar açıktır. Bu açıklık düğme veya iğne ile kapatılır. Türkmenler de ise gömlek grep kumaşından yapılır. Belden başlayarak yan tarafa gelecek şekilde üçgen bir parça eklenir. Bu parçanın etek kısımları su taşı ve pullarla işlenir. Bu parçanın üst bölümünden aşağı doğru sarkan oya işleme üzerine püsküller görülür. Gömleğin altına şalvar (işlemeli don) giyilir. Şalvar pamuklu,dokuma bezden yapılan bol ağlı bir giyim parçasıdır. Donun üstüne iç etek ve en üste de üçetek giyilir. Üçetek ismi entarinin belden aşağı kısmının üç ayrı yaprak,dilim halinde yapılmasından gelir. Kutnu,telli,altı parmak,atlas benzeri kumaşlardan ve düz dokumalardan dikilir. Yaka yuvarlak kesimlidir. Ön kenarları,etekleri ve kol ağızları su taşları ile süslenmiştir. Üç eteğin arkasına kare şeklinde dokunmuş,üçgen şekilde katlanarak kullanılan arkalaç, öne çubuklu veya siyah dokumadan üzerine motifler işlenmiş önlük ve bunları bağlamada kolon (çalpara) sarılır. Kolon (çalpara) iki parmak kalınlığında yaklaşık iki metre uzunluğunda ve uçları dongurdaklı olan bir dokumadır. Dongurdaklı uçları arkalacın üzerinde sallanacak şekilde önlük üzerinden bele dolanır ve arkada düğümlenir. Üst bedene son olarak cepken giyilir.Yörede fermene,derme gibi isimler alan cepken kadife kumaştan yapılır ve sim-sarma ile motiflendirilir.
Ayağa ise beyaz yünden nakışlı çorap ve karanfilli kundura,sırmalı potin,çarık,sarı edik veya göğe bakan giyilir.
b)Erkek Giysileri: Erkek giyiminde başa beyaz veya kahverengi keçeden yapılan dal fes adı verilen fes giyilir. Yörüklerde daha çok koyu renkte olup kenarlarına yeşil şerit geçirilmiştir. Şeritin etrafı pul,boncuk ve karanfillerle süslenmiştir. Üçgen şekline getirilip üçgen tarafı sol yana gelecek şekilde dal fesin üzerine düğümlenir.
Ovada yaşayanlar ise dal fes üzerine renkli,çubuklu veya siyah poşu sararlar. İnce katlanan poşu,fes ve kalpak üzerine dolanarak,üçgen tarafı sağ yana gelecek şekilde düğümlenir. Boyuna oyalı yazma üçgen şekli öne gelecek şekilde bağlanır.
Üst kısıma gömlek üzerine camedan giyilir. Camedanın üzerine delme ve üzerine de
kartal kanadı giyilir.
Kadife,çuha veya dokumadan dikilir. Yakası “V” kesimli olup önü açıktır. Kolun sırf omuz kısmı bedene tutturulur,alt kısmı açıktır. Boyu el üzerine kadar iner. Yaka kenarı,etek ucu ve kol çevresi simli harç,kaytan ve sim telle işlenir.
Alt giyimde ise dokuma bezden yapılan kısa don giyilip bel kısmına yün veya pamukla dokunmuş dikdörtgen şeklinde kuşak ve üstüne de kolon sarılır. Kuşağın üstüne de ön kısma beyaz renkte,işlemeli yağlık/gergef peşkiri üçgen veya dikdörtgen şekilde takılır.
Ayak giyiminde yün çorap ve üzerine tozluk ve tozluk bağı adı verilen püsküllü bir bağ bağlanır. Ayağa siyah yemeni veya tulumbacı ayakkabısı giyilir.
Dursunbey ve Bigadiç İlçelerinde erkek giyiminde çeşitli farklılıklar görülmektedir.
BARANA GELENEĞİ
Barana kelimesi Farsça Barhana (Barhane) kelimesinden gelmektedir. Halk arasında konak,han gibi anlamlarda kullanılan bu kelime zamanla barana şekline dönüşerek topluluk adı olarak kullanılmıştır.
Bugün Anadolu’nun çeşitli yörelerinde gezek,oturak,sıra gecesi ve şeker bağlaması gibi adlarla sürdürülen geleneklerle benzerlikler de göstermektedir.
Esas itibariyle gençlerin kendilerini eğittikleri bir örgütlenme olan Barana’da eğlence bir araçtır. Daha sonraları toplumsal değişimlerin etkisiyle eğlence ön plana çıkmıştır.
Her yıl hasat bitiminde eylül ortası veya ekim başı gibi başlayıp Hıdrelleze kadar devam eden bu gelenek Balıkesir’in Dursunbey İlçesi’nde görülmektedir.
Hasat bitiminde Barana kurmak isteyen arkadaşlar biraraya gelerek Barana’yı oluştururlar.Bu aşamada önemli olan Barana’nın ismi ile görev bölümüdür. Barana’da beş önemli görev vardır. Bunlar için seçimler yapılır:
a)Patron veya Başkan :Gençler arasında ve toplumda sayılan ve sevilen birisi seçilir.
b)Hakim veya Başkan Yardımcısı :Başkan olmadığı zaman onun yerine geçer.
c)Çavuş :Tarafsız ve adaletli birisi seçilir.
d)Çavuş yardımcıları veya Falakacı:Güçlü kuvvetli ve saygılı kişilerden seçilir.
Seçimlerin ardından ilk toplantının nerede yapılacağı kararlaştırılır. Toplantının günü ve yapılan seçilen cep defterine yazılır. Barana üyeleri 16 veya 17 kişiden oluşur. Ayrıca Baranalarda da üyeler arasında en fazla üç yaş fark olması gerekmektedir. Barana grupları akranlar arasında kurulur.
İlk toplantı bir evde olmaya başlar ve bu toplantılar kan kardeşliğini sembolize ettiği için “kanlı pilav” olarak ifade edilir.
Barana’nın İşleyişi
Barana üyeleri seçimin ardından bir Pazar akşamı sohbetin yapılacağı evde buluşmak üzere ayrılırlar. Ev sahibi dümbelek, tef ve zilli maşadan oluşan müzik aletlerini bir çuvalın içine koyup evine götürür. Ailesine Pazar akşamı evde toplantı yapılacağını söyler ve hazırlık yapmalarını ister.
Aileler yıllardır bu uygulamayı bildikleri için oğullarının barana üyesi olmasından gurur duyarak, büyük bir mutlulukla hazırlıklarını tamamlayıp Pazar akşamını iple çekerler. Pazar akşamı Barana üyelerinin tamamı sohbetin yapılacağı evin en yakınındaki camiye giderek yatsı namazını kılarlar.
Cami çıkışında birlikte eve doğru yönelirler ve belli bir mesafeden sonra başkanın işaret vermesiyle ‘ Sabahtan Kavuştum’ türküsünü söylemeye başlarlar.
(Parçanın ilk dörtlüğü)
Sabahtan kavuştum ben bir güzele
Güzel senin uykuların uçtu mu
Senin gönlün yad ellere düştü mü
Gülün bir tanesi sen kerem eyle (ben yandım)
Eve geldiklerinde merdiven dibinde şu parçaya geçilir:
Küçüğüm nereden gelirsin
Gasaved gönlümü alırsın (ben yandım)
Ergeç sen benim olursun
Gasaved gönlümü alırsın (ben yandım)
Ev sahipleri türküyü duyar duymaz kapının önüne çıkarlar ve gelenleri karşılarlar. Misafirler tek tek “hoş geldiniz, sefa getirdiniz” denilerek içeri alınırlar. Avluda hep birlikte bir iki dönüp oynadıktan sonra sohbetin yapılacağı odaya çıkılır. Onları oda kapısında ev sahibi ve barana üyesi karşılar ve ‘evimize hoş geldiniz!’diyerek içeri alır. Odaya girişte belli bir sıra yoktur ama genellikle başkan önce diğer üyeler onun ardından içeri girmeye özen gösterirler. Oda ocaklığı (şömine) olan evin geniş odasına geçilir. İçeride hasırlar serilidir. Hasırların üstüne kilimler vardır odanın kenarlarında yastıklar vardır. Yastıkların hemen önünde oturanların rahat etmesini sağlayan minderler vardır. Ocaklığın yanı başına başkan tam bağdaş kurarak oturur, onun karşısına hakim oturur. Barana Başının “rahat oturun” demesiyle sohbete şu türküyle başlanır:
Eminemin çam dibinde sesi var
Varın bakın bohçasında nesi var
Bir yazmayla top püsküllü fesi var
Aman Eminem kalk gidelim dağlara
Mekân tutalım mor sümbüllü dağlara
Hakimin yanında çavuşun yardımcıları gelecek şekilde gençler karşılıklı otururlar. Başkan gibi rahat oturan sadece hakimdir. Diğerleri diz üstü otururlar. Ev sahibi barana üyesi ve onun en can arkadaşları kapı açık ise kapının dışında dururlar. Herhangi bir hizmet görmek için hazır olurlar.
Eve girildikten sonra, merdiven başında oturulurken, söyleşiye başlarken hep ayrı özel ezgiler çalınıp koro halinde söylenir. Kırık hava, karşılama ve zeybek oynanır. Oyunlar esnasında oyunu bırakan kaşıkları bir arkadaşının önüne bırakır. Bu şekilde herkes oynamış olur .Başkanın “herrol” komutu ile oyunlara ara verilir. Ardından en yaygını “yüzük oyunu” olmak üzere çeşitli eğlencelik oyunlar oynanır. Daha sonra yemek yenir, kahveler içilir, masallar öyküler anlatılır, çeşitli konularda söyleşilir ve “Sohbet Övme” gibi çok özel ezgiler okunur.
Sohbet Övme Türküsünün ilk dörtlüğü şöyledir:
Uzun çarşı baştan başa
Keklik seker taştan taşa
Geçmiş olsun (...........) paşa
Sevdiğim bir o,saydığım bir o
Olacak sohbet senindir
Senindir,gerçek senindir.
Sohbet Övmede ayrıca o geceki ve gelecek toplantının söyleşilerini yapacak kişiler açıklanır. Sohbetin bir de yargılama bölümü vardır. Bu bölümde suçlular yargılanır ve suçlarına göre cezalara çarptırılır. Kumar oynamak, yalan söylemek, sarhoş olmak ve benzeri davranışlar suç sayılmakta ve suçlulara cezaları hemen uygulanmaktadır.
Gizlilik Barana’nın önemli özelliklerinden biridir. Söyleşi yerinin açıklanması yasaktır. Sohbet ahbapları birbirlerini sevmek, saymak ve birbirlerine yardımcı olmakla yükümlüdürler.
Baranalar tümüyle toplumsal,ahlaksal ve eğitsel bir kurum niteliğindedir.Dursunbey Baranası Türk geleneklerini sürdürmektedir.