• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/groups/2433443823537106/?multi_permalinks=2451325328415622&notif_id=1574335095257990&notif_t=feedback_reaction_generic
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi77
Bugün Toplam104
Toplam Ziyaret100146
Takvim

 

                            

    • EKİN ZAMANI OKUL MÜZELERİ
    • Mimar Sinan İlkokulu

Müzeleri

Anıtlar ve Müzeler

Müze, 1917 tarihinde Milli Mimari akımının kurucusu Mimar Kemaleddin Bey’in planını çizdiği binada hizmet görmektedir. 1945 yılında müze, depo olarak hizmete başlamış 1951 yılında da resmi açılışı yapılmıştır.

Eser sayısı bakımından ülkenin önde gelen müzelerinden biri olan Arkeoloji Müzesinde 2008 rakamlarıyla 50’bini sikke olmak üzere 51.874 (50.545-1329) eser bulunmaktadır.

Müze üç ana bölümden oluşmakta. Birinci bölüm taş eserler seksiyonu adı altında, heykeller, mezar stelleri ve lahitlerin sergilendiği bölümdür. Bu bölümün en ilgi çeken ve önemli eserleri bir tümülüs mezar kazasından bulunan lahit içerisinde eşyalarıyla birlikte sergilenen mezar sahibi bir Satry heykelidir.

İkinci bölüm M. K. Atatürk ve Şapka İnkılâbı bölümüdür. Bilindiği üzere Mustafa Kemal Kastamonu ziyaretlerinden Şapka İnkılâbına ilişkin ikinci nutkunu şu anda müze binası olan dönem CHP Halk Fırkasında vermişti. Seksiyonda Atatürk’e ait eşyalar ile inkılâba ilişkin dokümanlar sergilenmektedir.

Üçüncü bölüm ise kronolojik bir sıra ile Kastamonu ve çevresinde ele geçmiş, taş, metal, pişmiş toprak, cam eserleri tarih öncesinden Bizans dönemine kadar sergilemektedir. Bu bölümde birbirinden ilginç ve önemli eserler bulunmaktadır. Bu eserlerden en önemlileri ise Devrekâni Kınık kazılarında bulunmuş olan madeni eserlerdir.

Dinsel ritüellerde kullanıldığı bilinen bu kaplardan özellikle boğa başlı ryhton denilen kaplar, öte taraftan üzerinde Hitit hiyeroglifi ile yazılmış bilgilerin bulunduğu çanak da çok önemlidir. Bu çanakta hiyeroglifle Taprammi ismi yazılmıştır. Çanağın en özelliği ise üzerindeki betimlemelerde iki yaban hayvanının çiftleşmesi gösterilmektedir. Bu ülkemizden bulunan hiçbir Hitit Dönemi eserinde yer alan bir betim değildir. Eser bu haliyle bile müzeyi başlı başına önemli kılmaktadır. Bu gruptan bir diğer eser de kazılar sırasında bulunan sorguçlu miğfere sahip asker heykelciği ki yine benzer bir eser de hem Türkiye hem de dünya müzelerinde pek yer almaz.

Aynı kazılarda bulunan yine Hitit Dönemi camdan üretilmiş deniz kabuğu da dünya arkeolojisi için nadide örneklerden biri durumundadır. Daha geç dönemlere ait sorguçlu miğferi olan asker heykelciği de çok önemlidir.

 

Etnografya Müzesi:

Etnografya Müzemizde 1997 yılında restorasyonu tamamlandıktan sonra 1887 yılında yapılmış olan Liva Paşa Konağı gibi oldukça seçkin bir mekânda bulunmaktadır.

Bodrumuyla birlikte dört katlı olan bu konağın 3 katın aktif olarak kullanılmaktadır. 1. katta Kastamonu’nun yakın geçmişine ilişkin fotoğraflara ait sergi ve müze kitaplığı bulunmaktadır. 2. kat ise Kastamonu’nun binlerce yıllık halk kültürünün ve zanaatlarının sergilendiği alandır. Urgancılık, dokumacılık, taş baskı, ağaç işleri, ayakkabı ve yemenicilik gibi bölümlerin bulunduğu bu alanda Kastamonu kültürünün köklülüğü ve gelişmişliği görülebilir.

Bu bölümdeki birbirinden değerli eserlerin içerisinde en değerlisi ise Kasaba Köyü Mahmutbey Cami’ye ait kapının varlığıdır. Bu kapı tek kelimeyle bir sanat şaheseridir ve Kastamonu’nun en değerli eserlerinden biridir.

Müzenin üst katı ise bir Kastamonu konağının yerleşiminin, odaların işlevlerinin mankenlerle canlandırıldığı bölümdür. Bu bölümün önemi de Kastamonu’daki kent kültürünün gösterilmesi, kent soyluluğun burada yerleşik olmasının ifade edilmesidir.

 

Şeyh Şaban-ı Veli Vakıf Müzesi:

2006 yılında Kastamonu ve bölgesindeki vakıf eserlerini ve Şeyh Şaban-ı Veli ve külliyesinde kullanılan eşyaların korunması, sergilenmesi için açılmış bir müzedir.

Son yıllarda Kastamonu çok önemli ve değerli işlere imza atmış olan Vakıflar Bölge Müdürlüğü, bu işlerini bu müze ile değerlendirmiştir. Bir vakıf kenti olan Kastamonu’da bu köklü ve soylu uygulamanın en iyi gösterildiği alan işte bu müze olmuştur.

Müze Şeyh Şaban-ı Veli Külliyesi içerisindeki konaklardan bir tanesinde hizmet görmektedir. Müzenin sahip olduğu eserlerin büyük bir bölümü Kastamonu’dan, bir kısmı da Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün sorumlu olduğu illerden toplanan eserlerden oluşmaktadır. Müzedeki ana eser grupları, kandiller, el yazmaları, Şeyh Şaban-ı Veli’nin kişisel eşyaları, halılar ve hatlardır. Birbirinden değerli bu eserler arasında Şeyh Şaban-ı Veli’nin kişisel eserleri, 1600’lü yıllardan kalma ve çok önemli bir geleneği gösteren Sadaka Taşı, 1182 yılından kalma el yazması Kuran-ı Kerim ve stil kritik açısından Kastamonu’ya özgü olan kandiller oldukça ilgi görmektedir.

 

Mimar Vedat Tek Kültür ve Sanat Merkezi 75. Yıl Cumhuriyet Müzesi:

2000 yılında Kastamonu Hükümet Konağı’nı yapan Ulusal Mimarı Akımının öncüsü Mimar Vedat Adına oluşturulan Kültür Merkezi oluşturulmuş, alan 2007 yılında ekleme ve geliştirmelerle bugünkü görünümü almıştır.

Oluşturulan kompleks içerisinde 75. Yıl Cumhuriyet Evi Özel Müzesi, Dantel Seksiyonu, Kitre Bebek Seksiyonu, 3 bölümlü galeri ile Rölyefli Salon bulunmaktadır.        Buradaki en önemli mekân ise 75. Yıl Özel Cumhuriyet Müzesi’dir. Müze içinde Arkeoloji Müzesinden geçici olarak sergilenmek üzere alınan silah seksiyonu ile Türkiye’de bir ilk ve tek olan Şapka seksiyonu yer almaktadır. Kültür Merkezinin kalbi olan bu yer M. K. Atatürk’ün Şapka ve Kıyafet İnkılâbını gerçekleştirdiği Kastamonu için de çok önemlidir. 2007 yılında kurulan müzede şu ana kadar yüzyıl başından günümüze kadar kullanılan bayan ve erkek şapkaları sergilenmekte, bir taraftan da koleksiyon geliştirilmektedir.

 

Kastamonu Valiliği Kent Tarihi Müzesi:

Kastamonu Valiliğine ait Kent tarihi Müzesi 2002 yılında Türkiye’de kurulan ilk kent müzesi ve kent arşivi çalışmalarından bir tanesidir.

Müze, 1902 tarihinde açılışı yapılan Hükümet Konağının alt katında hizmet vermektedir.

Ülkemize yeni oluşan bir anlayışın müzecilik formatlarından biri olan bu müzenin ana amacı Kastamonu arşiv ve dokümantasyonunun yapılabilmesidir. Bu açıdan bakıldığında müze yaptığı çalışmalarla Kastamonu üzerine belge, fotoğrafları dijital arşivlemeye gitmektedir. Öte taraftan oluşturulan kütüphanenin bir kısmı Kastamonu üzerine yayınlanan ya da Kastamonu’da yayınlanan basılı eserler üzerine ayrılmıştır.

Müzede bu değerle çalışma ve oluşturulmaya çalışılan koleksiyonun yanı sıra Türkiye’de yapılmış ilk el yapımı konsol piyano, Sanat Mektebinde yapılmış40 metrekareel yapımı halı ülkemiz açısından ünik eserlerdendir.

 

İnebolu Türk Ocağı Binası:

1893 tarihinde yaptırılan ve 1912 yılında itibaren de Türk Ocağı olarak hizmet veren İnebolu Türk Ocağı Binası’nın 2006 yılındaki restorasyonundan sonra bina yerel müze olarak kullanıma açılmıştır. Müzede, başta aynı binada gerçekleştirilen Şapka ve Kıyafet İnkılâbına ilişkin doküman, belge, fotoğraf gibi malzemelerin yanı sıra ilçenin geçmişini gösteren çok sayıda arşiv belgesi ve fotoğraf; etnografik eserler; Mustafa Kemal Atatürk’ün balmumu heykeli gibi çok sayıda eser sergilenmektedir.

 

Anıtlar:

Hamamcı Kadı Salih Reis Heykeli

Milli Mücadele yılları sırasında İnebolu sahiline indirilen mühimmat ve lojistik malzemelerin kıyıya taşınması ve ardından da kağnılara yüklenmesi işlerinde İnebolu halkı cefakârlığını esirgememiştir. Bu çalışmalar sırasında İnebolu halkı önderlerinden olan ve tarihi bir fotoğrafta da kendisi cephane taşırken görülen Hamamcı Kadı Salih Reis bulunmaktadır. Kastamonu Valiliği Milli Mücadele yıllarının bu önemli şahsiyetlerinden olan ve 70 yaşını aşmış Hamamcı Kadı Salih Reis’in ölümsüzleştirilmesi adına İnebolu Türk Ocağı Binası yakınlarına bir heykelini dikmiştir.

İnebolu insanının, kayıkçısının, erkeğinin, kadının, yaşlısının hep birlikte bir olayda ve kişilikte birleştiği Hamamcı Kadı Salih Reis’in heykeli İnebolu’da Yarbaşı Mevkiine hemen Türk Ocağı Binası yakınlarına, Milli Mücadele de cephanelerin kayıklardan sahile çekildiği yere dikilmiştir. Anıt Gazi Üniversitesinden Doç. Dr. Sait Rüstem tarafından bronz döküm tekniğinde yapılmıştır. Heykelin kaidesinde Hamamcı Kadı Salih Reis’i ve Milli Mücadele döneminde gösterdiği yararlılıkları anlatan bir bilgi notunun yanı sıra, ünlü şair Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin” adlı şiirinin ilk iki kıtası da yer almaktadır.


Kastamonu Şehitler Anıtı

Kastamonu, Milli Mücadele boyunca hem canıyla hem malıyla hem de sonsuz özverisi ile vatanının istiklali için çaba sarf etmiş bir yerdir. İstiklal Yolunun cefakâr adımlarını atan, imkânsızlıklardan bağımsızlık umudu yaratan Kastamonu, cephe gerisinde olduğu kadar tarih boyunca cephede de biz zati olarak varını yoğunu, canını ortaya koymuş bir vatansever bir halka da sahiptir. Kastamonu Çanakkale Savaşlarından bu yana Anadolu’nun en çok şehit veren illerin başında yer almış, Milli Mücadele’de de en çok şehit veren üç il arasında yer alarak kanıyla savunduğu vatanına yine destansı bir şekilde ismini yazdırmıştır.

İşte bu destansı tarihin parçası yine Kastamonu Valiliğinde 1983 yılında yaptırılan Şehitler Anıtı ile ölümsüzleştirilmiştir. Ankara ve Konya’yla birlikte Milli Mücadele’de en çok şehit veren il olan Kastamonu’nun bu özelliği, diğer iki ilin de içinde yer aldığı bir kompozisyona sahip yine Şehitler Anıtında simgelenmiştir.

Cumhuriyetin 60. yılı kutlamaları kapsamında Kastamonu Valiliği Kutlama Komisyonunca Kastamonu’yla birlikte diğer iki ilin bu destansı özellikleri bir anıt üzerinde ölümsüzleştirilmek üzere karar alınmış ve aynı yıl Kastamonu’nun Pırlaklar Mevkiine Şehitler Anıtı yapılmıştır.  Tasarımını Mimar Kenan Uğurlu’nun çizdiği anıt çokgen bir kaide üzerinde üste doğru daralan üç adet dikdörtgen sütundan meydana getirilmiştir. Betondan yapılan anıtın tümü mermerle kaplanmıştır. Anıtta üç ayrı kitabe yer almaktadır. Bunlardan ilkinde “Bu anıt İstiklal Savaşı’nda şehit düşen 1988 Kastamonulunun anısına Cumhuriyetimizin 60. yıldönümünde dikilmiştir” denmekte olup diğerlerinde ise Orhan Şaik Gökyay’ın “Bu Vatan Kimin?” adlı şiirinin ilk kıtası ile milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale Şehitleri için yazdığı şiirin ilk mısraları yer almaktadır.

Şehitler Anıtı Vali Mustafa Kara’nın girişimleri ile İstiklal Yolu projesi kapsamında 2006 yılı içerisinde restore edilmiştir. Anıt çevresinde geni çaplı bir çevre düzenlemesi yapılırken, anıta ulaşan yola aslan heykelleri konularak anıta ulaşımın aslanlı bir yoldan olması sağlanmıştır. Anıtın mermerleri yenilenmiş, eksikleri giderilmiştir. Anıtın kaidesinin üç yüzüne ise sanatçı Adalet Bayramoğlu tarafından yapılan ve Milli Mücadele’nin hem cephe gerisini hem de cephe sahnelerini konu alan betimlemelerinin yer aldığı rölyefleri yerleştirilmiştir.

 

Halime Çavuş Heykeli

Kastamonu ve Türk Kadınının Milli Mücadelede anıtsallaştığının, cephe gerisinde ya da cephede birebir, omuz omuza hizmet verdiğinin en önemli örneklerinden biri de Halime (Kocabıyık) Çavuş’tur.

Şerife Bacı gibi Halime Çavuş’ta Kastamonu’da Milli Mücadele döneminde hizmet vermiş kahramanlardan bir tanesidir. Savaş döneminde ailesinin tüm ısrarlarına karşı cepheye giden Halime Çavuş o dönemde anlaşılmaması için saçlarını kazıtmış, erkek gibi tıraş olmuş ve hep bir erkek gibi giyinmiştir. İnebolu’dan aldığı birçok cephaneyi cephelere kadar ulaştıran Halime Çavuş, düşman ateşinde yaralanmış ancak buna karşın cephe ve cephe ardı görevlerini sürdürmüştür.

Milli Mücadele sonrasında Anadolu’nun diğer kahraman kadınları gibi Mustafa kemal Atatürk tarafından Çankaya’da ağırlanan Halime Çavuş, burada gazi unvanı ve maaşı ile taltif edilmiştir. Burada Mustafa Kemal Atatürk’ün “ Seni yollamıyorum, bizim kızımız ol” önerisine “Annem babam beni bekler” şeklinde cevap veren Halime Çavuş, “Ben ana-babaya itaatli evlada saygı duyarım” diyen Mustafa Kemal Paşa tarafından çeşitli hediyeler verilerek tekrar evine yollanmıştır.

Halime Çavuş Milli Mücadele sonrasında da hiç evlenmemiş, her gün tıraşını olmuş, saçlarını kazıtmış ve bir erkek gibi giyinerek erkek gibi davranmaya devam etmiştir. Halime Çavuş 1975 yılında hayata gözlerini yummuştur.

 

Halime Çavuş Anıtı

Kastamonu merkez Duruçay Köyü’nden olan Halime Çavuşun anıt mezarının burada yer almasından dolayı, İnebolu’dan Ankara’ya Atatürk ve İstiklal Yolu projesi kapsamında Kastamonu Kadı Dağı Mevkiine anıt heykelinin yapımına karar verilmiş ve 2008 yılı içinde başlayan projede Halime Çavuş heykeli yerine çevre düzenlemesi ile birlikte aynı yıl yerleştirilmiştir. Anıtın heykeltıraşı ise İnebolu Türk Ocağı Binası önüne konan Atatürk Heykeli ve yine İnebolu’daki Hamamcı Kadı Salih Reis heykellerinin de heykeltıraşı olan Doç. Dr. Sait Rüstem’dir.

 

Kışla Parkı Atatürk Anıtı

İki bölümden oluşan Atatürk Anıtı, Kastamonu Valiliği 100. Yıl Kutlama Komitesi tarafından heykel bölümü heykeltıraş Metin Haseki, yerleşim projesi ise Mete Ünal’a yaptırılmış ve 23 Ağustos 1982 yılında da açılışı yapılmıştır.

Anıt iki bölümden oluşmaktadır. Ön cephe de modern giysiler içerisinde ve elinde şapka tutan bir Atatürk heykeli bulunmaktadır. Anıt, Atatürk Heykelinin hemen arkasından iki kanat şeklinde iki yana açılmakta ve bu kanatların dışa bakan yüzlerine rölyefler yapılmıştır. Kanatlardan birinin üzerinde merkezde Mustafa kemal Atatürk ve çevresinde erkek ve kadınlar halinde Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları betimlenmiştir. Diğer kanatta ise Milli Mücadelede kahramanlıklar sergileyen kağnı kolları ve özellikle de kadınların vurgulandığı bir sahne yaratılmıştır.

 

Atatürk ve Şerife Bacı Heykeli 

Kastamonu’nun olduğu kadar Türk kadının da Milli Mücadeledeki sonsuz cefakârlığını anlatan bir olay varsa o da Şehit Şerife Bacı’nın trajik ama anıtsallaşmış hikâyesidir. Milli Mücadele yıllarında, özellikle İnebolu’dan Ankara’ya olan sevkiyatı yazıları ile günümüze taşıyanlar, Kastamonu kadınının sonsuz cefakârlığını sık sık dile getirmişlerdir. İşte bu anlatılanlardan biri de Kastamonu’nun Seydiler ilçesinden olan Şerife Bacı’nın sonu hazin biten yaşanmışlığıdır.

1921 yılının ilk aylarında yaşanmış bu olayda, Şerife Bacı İnebolu’dan aldığı cephaneler ile Kastamonu’ya doğru yola çıkmış, çetin kış şartları ve ani bastıran bir tipi sonrasında ise bağlı bulunduğu kağnı kolundan ayrı düşmüştür. Şerife Bacı o güç şartlarda Kastamonu Kışlası yakınlarına kadar yanaşabilmişse de, donmaktan kurtulamamıştır. Fırtına ve tipinin sabahında, Kastamonu Kışlası’ndan çıkan devriye ekibi bir bebeğe ait olan ağlama sesini takip ettiklerinde sahibi donmuş olan bir kağnı arabası ile karşılaşmışlardır. Kağnıda, üzerileri kardan etkilenmemesi için bir battaniyeyle örtülmüş cephane ile cephanelerin arasındaki kuru otlara yatırılmış bir bebek ile karşılaşmışlardır. Yapılan incelemeler sonucunda şehit olan kadının bir gece önceki tipide kağnı kafilesinden kaybolan Seydilerli Şerife Bacı olduğu tespit edilmiştir.

Şerife Bacı vatanın istiklali yolunda şehit olan kahramanlarımızdan biri olarak Milli Mücadeledeki Türk kadınının sembollerinden biri de olmuştur. Kastamonu Valiliği hem Şehit Şerife Bacı’yı sonsuza taşımak ve Kastamonu Kadının Milli Mücadeledeki katkısını anıtsallaştırmak hem de Milli Mücadeleden Cumhuriyete uzanan o mağrur süreci anlatmak üzere Cumhuriyet Meydanına bir anıt heykel grubu yapımına karar vermiştir. Bunun üzerine çalışmalara başlayan merhum heykel sanatçısı prof. Dr. Tankut Öktem, Atatürk ve Şehit Şerife Bacı anıtını 1985 yılında tamamlamış ve anıt, aynı tarihte de meydandaki yerini almıştır.

Anıt 2005 yılında proje kapsamında yeniden ele alınmış, meydan ve çevresinde yapılacak çalışmalar göz önüne alınarak yeni dokulara uyarlı hale getirilmesi için kimi iyileştirmelere tabii tutulmuştur. Bu kapsamda anıtın bronz olan kısımları 2005 yılında temizlenirken aynı yıl kaidesi de bazalt bloklarla kaplanmıştır